Articles by "seri katil"
seri katil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

 

Kutsal Meşed Şehrinde Bir Örümcek

Kutsal Örümcek, Ali Abbasi'nin yönettiği, Saeed Hanai adlı bir seri katilin gerçek hikâyesinden yola çıkılarak yapılmış politik/gerilim filmidir. Başrollerinde Zar Amir Ebrahimi (Rahimi), Mehdi Bajestani (Saeed) ve Sara Fazilat'ı (Zinab) görüyoruz. 2000 yılında İran’ın en kalabalık şehirlerinden biri olan Meşed’te gerçekleşen cinayetlerden yola çıkılarak senaryolaştırılmış. Özellikle cinayet sahneleri ile izleyiciye gerilimi derinden tatması sağlanmış. Kadın başrol oyuncusuna 2022 Cannes International bölümünde en iyi kadın oyuncu ödülünü getirdi. 

Yönetmen Ali Abbasi politik/gerilim filminde ilk sahnesi itibariyle hızlı bir giriş yapıp ilk cinayet ve ardından seri katilin yaşamına odaklanmamızı sağlıyor. Böylece katil kim? Sorusuyla hiç uğraşmıyorsunuz. Kutsal Meşed şehri, karanlık bir atmosfer eşliğinde kasvetli bir havaya bürünmüş, fuhuş, uyuşturucu ve cinayet üçgeninde izleyiciye sunulmuş.

Film aslında izleyiciyi 2 konuya dikkat çekmeye çalışmış. Birincisi kadın cinayetlerine karşı polisin umursamaz tutumu, dolayısıyla katilin peşine düşmede isteksiz davranması. Bir diğeri ise toplumun bir kısmının hatta hatırı sayılır bir kısmının katili kutsaması. Bu 2 konu gerilim sahneleri kadar özellikle işlenmiş. 

Kadınlar 2. Sınıf Vatandaş

Bir suç belgeseli ve film hayranı olarak açıkçası “Katil Örümcek” lakaplı katilin performansı hem oyuncu hem de bir seri katil görüntüsü özelinde oldukça tatminkâr. Seri katilin cinayet motivasyonu ise seks işçisi ve uyuşturucu bağımlısı kadınların toplumun ahlaki değerlerine zarar verdikleri düşüncesi olarak sunulmuş. Cinayet motivasyonu derken Night Stalker lakaplı Ramirez'i bu konunun dışında tutuyorum. 

Ürdün'de çekilen film, İran sinemasındaki sansür kısıtlamalarını bu sayede geride bırakmıştır. Film özellikle İran sinemasında yasak olan iki temayı da açıkça işlediği görülüyor. Seks ve din eleştirisi. Yönetmen seks açısından birkaç çıplak sahneyi canlandırmaktan çekinmemiş. Din söz konusu olduğunda yönetmen Ali Abbasi belli ki filmini başından beri bu tema etrafında kurmak istemiş. Aslında kasıtlı veya kasıtsız olarak film bu zemin üzerine kurulmuş. Bunun dışında ise özellikle kadınların ülkesinde ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğünü de ihmal etmiş.

Cinayetler Sahnelenmiş

Film sinematografisi açısından gayet karanlık, kasvetli ve gerilimi dozunda bir film. İlk cinayetin yakın plan ve süresi, herhalde bununla kalır derken, her cinayet sahnesi adeta izleyicinin gözüne gözüne sokulmuş. Suçları işleyiş şekli birbirine benzer. Kadınları başörtüsü ile boğup öldürüyor. Ve bu sahneler yönetmen tarafından uzun uzun gösteriliyor. Filmin en karanlık sahnesi ise halk tarafından seri katilden bir halk kahramanı çıkarma çabaları. Acaba hangisi daha büyük bir felaket? Kadın cinayetleri mi? Yoksa katilden bir kahraman çıkarma çabaları mı? 

Katil Benim

Kutsal Meşed kentinde toplumu ahlaksız kadınlardan arındırıyorum fikri ve ardından gelen cinayetler, katili adeta bir Mehdi havasına sokuyor. Öyle ki emniyet ve avukatının ısrarlarına rağmen deli raporu almayı ret ediyor ve yaptıklarının arkasında duruyor. Onu üreten toplum ise hem kendisine hem de ailesine destek veriyor. Yönetmen Din ve Ahlak özelinde ortaya çıkan riyakârlığı böylece seyirciye aktarmak istemiş. Son olarak katilin abdesti kadınları başörtüleriyle boğarken değil, bir seks işçisinin sakallarını yalaması ile bozuluyor.

 

 


Seri katil temalı yapımlara meraklılara bir fikir verebilecek 5 adet dizi ve belgesel yapımı bir videoda topladım.

Seri Katil Nedir ?
Sözlük anlamı olarak anormal kişilik bozukluğundan dolayı 30 günden daha uzun bir zaman diliminde ya da arada zaman aralığı olacak şekilde,3 veya daha fazla insanı öldüren suçlulara verilen genel isimdir.Genelde sexuel içeriğe sahiptir ama istisnalarda mevcuttur.Ülkemizde sayısı az olmakla beraber genelde Amerikan toplumunda sıkça karşılaşılan suçlu profilidir.Hal böyle olunca  ve gerçek suç hikayelerinin izleyiciside düşünüldüğünde,bu gerilim dolu hikayeler senaryolaştırılarak film,dizi veya belgesel haline getirilmiş.

Son zamanlarda izleyip önerebileceğim bu yapımları bir videoda topladım.Meraklıları için 5 seri katil temalı,dizi ve belgeseller.






 

İngiliz yapımı ve David Tennant hayranları geçtiğimiz Eylül ayında yayına giren polisiye/gerilim dizisi "Des'i" çoktan izlemiştir kesin.Bir Hbo ve Sky ortak yapımı olan ve ITV'de yayına giren,bu 3 bölümlük seri katil temalı dizi,gerçek olaylardan yola çıkılarak senaryolaştırılmış ve Brian Master'sın "Killing for Company" adlı kitabına dayandırılarak hazırlanmış.1978-1983 yılları arasında Dennise Nielsen adlı İskoç bir vatandaşın işlediği cinayetler gerçekten kan dondurucu türden. 

Des Oyuncu Kadrosu

David Tennant'ı Des yani Dennise Nielsen rolünde izlerken,ona The Crown'dan hatırladığımız (Jason Watkins) Brian Master's rolüyle eşlik ediyor.Ayrıca Line Of Duty oyuncularından Daniel Mays ise dedektif başmüfettişi Peter Jay'e hayat  veriyor. Dizi tamamen bu üç karakterin polis sorgusu ve yargı sürecindeki bakış açılarından yürüyor.

Des Dizi Konusu

Eski asker ve polis memuru Des lakablı Denis Nielsen'in kanalizasyon gideri tuvalete attığı ceset parçalarından dolayı tıkanmıştır. Komşusunun ihbarı üzerine eve gelen polis,Des'in dairesinde daha fazlasını bulur.

Denise Nielsen Yakından Tanıyalım

Dennise Nielsen 23 Kasım 1945 yılında İskoç bir anne ve Norveçli babanın oğlu olarak dünyaya gelmiştir.Diğer seri katil profillerinde rastladığımız hayvanlara işkence ya da şiddet eğilimleri olmayan biriydi.Çocukluğunda aile içindeki en nahoş durum babasının alkolik ve şiddete meyilli biri olmasıydı.Dennise'in çocukluğundaki bu problem ilerleyen yaşantısında herhangi bir problem teşkil etmemiştir.Hatta 30'lu yaşlarına kadar sessiz,kendi halinde,mazbut bir yaşam sürdüğü etrafınca gözlemlenmiştir.Ancak bunların dışında Dennise'in çocukluğunda yaşadığı iki travma mevcuttur.İlki gözleri önünde büyükbabasını kaybetmesi ve 13-14 yaşlarındayken tanımadığı birinin göğsünün üzerine oturarak masturbasyon yapmasıydı.Pedofilik bir cinsel istismara maruz kalmış olan Dennise'in 30'lu yaşlarına kadar sessiz ve çekingen biri olmasına sebep olmuştur.Yaşamındaki ilk tuhaflık henüz 18 yaşındayken askere alındığında başlar.Bir askerle eşcinsel ilişki sırasında ölü taklidi yapmış ve bunu kaydetmiştir.Daha sonraki yıllarda çalıştığı kasapta çırılçıplak gezip,kendini pudralayıp,hatta beyaza boyayıp ayna karşısında ölü taklidi yaparak masturbasyon yaptığı bilinmektedir.Bu tuhaf davranışlar nekrofili olarak değerlendirilmiştir.Nekrofili ölü bedenler üzerinde ilişki kurarak haz alma durumudur.

Askerden sonra Londra polis teşkilatında kısa bir süre çalışan Dennise buradan ayrılarak sosyal hizmetlerde memur olarak işe başlar.

Dennise Nielsen Cinayetleri

"Hep durmak istedim.Ama yapamadım.Başka bir heyecan ve mutluluk kaynağım yoktu"

1978 yılında Noel'den hemen sonra barda tanıştığı genç bir erkekle kendi evinde cinsel ilişkiye girer.Sabah olduğunda genç adam eve dönmek ister,ancak Dennise adamın kafasına sert bir cisimle vurduktan sonra bir kova suda boğarak öldürür.Cesedi parkelerin altına saklar.2 gün sonra cesedi yerinden çıkararak yıkar ve cesede bakarak masturbasyon yapar.

Sonraki 3 yıl boyunca eğlence mekanlarında tanıştığı 11 erkeği aynı yöntemle öldürerek cinsel ilişkiye girer ve evin içinde saklar.Evinde sakladığı cesetler zamanla kokmaya başlayınca,çevreyi rahatsız eder düşüncesiyle evinin bahçesinde lastik yakmaya başlar.Evin çeşitli yerlerinde sakladığı cesetleri bir süre sonra parçalara ayırmaya başlar ve evin bahçesinde yakar.Bir süre sonra bu evden taşınan  Dennise yeni taşındığı apartman dairesinde aynı yöntemlerle davet ettiği 3 genci daha öldürerek cesetlerle ilişkiye girer.Ölü bedenleri parçalara ayırarak tuvalete atar.Kafalarını ise bir tencerede kaynatır.Cesetleri yok etme şekli başına dert olur ve apartmanın gider boruları tıkanmaya başlar.Komşunun kanalizasyon giderinde ceset parçaları bulup polise haber vermesi Dennise için sonun başlangıcı olur.Eve gelen polisler içeride yoğun bir ceset kokusuyla karşılaşır.Polislere direnç göstermeyen Dennise 15 kişiyi öldürdüğünü itiraf eder.İfadesinde cesetleri yıkayıp ilşkiye girdiğini ve onların ölmediğini iddia eder.

Dennis Nielsen'in diğer seri katillerden ayıran en büyük özellik,cinayetleri büyük bir öfkeyle işlememiş olmasıdır.Tam aksine cesetlere büyük bir sevgi beslemiştir.1983 yılında yakalanan Des lakaplı Dennise Nielsen ömür boyu hapse mahkum edilmiştir.


Hayatı,hunharca işlediği cinayetler,öldürdüğü kadınların sayısı,karizması ve mahkemelerdeki tutumu bakımından bir çok kitap,film ve belgesele konu olan yüz yılın en ünlü seri katili Theodore Robert Cowell yani herkesin bildiği adıyla Ted Bundy yeni bir belgesel ile 31 Ocak tarihiyle karşımıza çıkıyor.Amazon Prime kanalında yayına girecek olan bu mini belgesel 5 bölümden oluşuyor.
Bundan önce kendi sesinden kendisini "Bir Seri Katilin İfadeleri Ted Bundy Tapeleri" adlı belgeselde dinleyip izlemiştik.Kendisiyle o dönem röportaj yapan bir gazeteci aynı zamanda bu röportajı banta kayıt altına alıp,yıllar sonra gün yüzüne çıkartarak bir belgesel hazırlanmıştı.Değişik ilgi çekici,her ne kadar röportajda anlatılanlar pek kayda değer olmasa da Netflix'in başarılı belgesel yapımlarından biri diyebiliriz."Bir Seri Katilin İfadeleri Ted Bundy Tapeleri" adlı belgeselin ayrıntıları ve Ted Bundy kimdir sorusunun cevabını BURADAN bulabilirsiniz.
Ted Bundy Failing For A Killer Konusu
Karizmatik ve yakışıklı görüntüsünün altında ileri derecede psikopat ve İnsan'ları manipüle etmede usta olan bu katilin hayatına sevdiği,bağlandığı kadınlar girmiştir.Bunlardan biri sevgilisi Elizabeth Kendall'dır.Bu ilişkiyi yine bir Netflix yapımı olan Zac Efron'un başrolünde olduğu "Extremly Wicked Schockingly Evil" adlı filmde izlemiştik.Bu belgesel ise psikopat seri katilin hayatına farklı bir açıdan bakmamızı sağlayacak.Tam 40 yıl sonra sevgilisi Elizabeth Kendall kızı Molly ile birlikte
kamera karşısına geçecek.Ted Bundy ile yaşadıklarını anlatacak olan Kendall seri katil ile ilgili yeni detaylar verecek mi hep beraber göreceğiz.
Uzun süren uğraşlardan sonra Ted Bundy ile olan ilişkisinden konuşmaya karar veren Elizabet Kendall ilişkisini "Ted Bundy her kadının yapabileceği en kötü seçim" olarak açıklıyor.

Elizabet Kendall'ı Yakından Tanıyalım
Gerçek ismi Elizabet Kloepfer'dir.Kendall soy ismini anılarını yazarken seçmiştir.Kızı Molly'nin biyolojik babası Ted Bundy değildir.Elizabeth Ted Bundy ile tanışmadan önce Molly'nin annesiydi.Evliliği 3 yıl sürmüştür ve boşandıktan sonra Seattle'a taşınır.Orada da Bundy ile tanışır.Bundy Molly'nin biyolojik babası olmasa da uzun süre beraber yaşadılar ve Molly için Bundy hep bir baba figürü olarak kaldı.
Elizabeth Ted Bundy ilk defa bir barda görür."Hiç unutamayacağım bir andı" diyerek tanımlar.Elinde bir şişe bira ile etrafa bakıyordu.Kendall kitabında yanına yaklaşıp "En iyi arkadaşın ölmüş gibi bir havan var" der.Çok çabuk bağlanırlar ve gece Bundy'nin evinde platonik bir gece ile sona erer.
Çalkantılı bir ilişki böylece başlamış olur.
Ted Bundy Failin For A Killer Fragman




Mindhunter
İşinden memnun olmayan rehine arabulucusu Holden Ford(Jonathan Groff) ve tecrübeli ajan Bill Tench(Holt Mac Callany) 70’lerin ikinci yarısında katil profillendirme üzerine yeni bir çalışma başlatırlar.Bu nedenle ülkede nam salmış birbirinden tehlikeli seri katiller ile yüzyüze görüşmeler yaparak iki sorunun cevabına bulmaya çalışırlar.
İnsanı cinayete hangi sebepler iter ve seri katillerin cinayet işleme motivasyonu nedir.Katil profillendirme denilen bu teknik ileride FBI için cinayet soruşturmalarında çok yardımcı olacaktır.
İki ajanımıza Fringe’den hatırladığımız Olivia(Anna Torv) bu sefer ajan değil üniversitede psikoloji üzerine dersler veren doktor olarak görüyoruz.Şüphesiz dizinin en gerilimli ve merakla izlenen sahneleri cezaevindeki seri katiller ile yapılan yüzyüze görüşmeler.
Kimler yokki.2.06 boyu,136 IQ’suyla nekrofil seri katil Kemper,katliam mahkumu Richard Speck,seri katil Jery Brudos,tecavüzcü seri katil Monte Ralph Rissel.Dizinin en önemli sahneleri bu canilerle kahramanlarımızın yüzyüze görüşme sahneleri.Katillerin kan donduran anlatımları gerilimde zirve yapıyor.

En çok dikkat çeken oyunculuk performansı kesinlikle Kemper rolünü oynayan Cameron Britter’’a ait.Cüssesiyle,manüpilasyondaki ustalığıyla,hal ve hareketleri,konuşma tarzı etkileyici.
2. sezonu onay alan dizinin yeni yayın dönemi eylül-ekim ayları olarak belirlendi.Önümüzdeki sezon geçtimiz sene hayatını kaybeden meşhur seri katil Charles Manson’ı göreceğiz.
Herkese iyi seyirler