Articles by "Mini dizi"
Mini dizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Çıtır çerez dizilere aç olanlar için: Bu Netflix atıştırmalıklarını kaçırmamalısınız! Mini diziler,akış platformlarındaki trendlerdir.Genellikle bir mini dizi yalnızca birkaç bölümden ve yalnızca bir sezondan oluşur,böylece bing watch yöntemiyle ya da yağmurlu bir hafta sonunda izleyebilirsiniz.Mini dizinin temel tanımı bölüm sayısı değil,kendi başına tamamlanan hikayedir.Son bölümle birlikte hikaye bitiyor,bu da yazarlara baştan sona doğru çalışma fırsatı veriyor.Dolgu bölümü de olmayınca hemen konuya girebiliyorsunuz.Hem olay örgüsüne hem de karakterlere dalmak ve kendinizi bu dünyaya kaptırmak için hala yeterli zamanınız oluyor. 

1.The Serpent (2021) Kriminal,Dram,Gerilim İmdb: 7.7

Gerçek hayattan uyarlanan bu yepyeni mini dizi,1970'lerde Tayland'da turistleri katleden soğukkanlı,hippilerden nefret eden "bikini katil" Charles Sobhraj'ın (Tahar Rahim) hikayesini ve onu ünlü yapmak için gösterilen olağanüstü çabaları anlatıyor."The Serpent "sadece sinir bozucu gerilimiyle değil,aynı zamanda şık görünümü ve kronolojik olmayan farklı zaman seviyeleriyle de puan topluyor.Burada azami dikkat gösterilmesi gerekiyor,aksi takdirde hikayeden çabucak çıkabilirsiniz! Yavaş anlatıma rağmen,asla can sıkıntısı yaşamazsınız,bu da harika ambiyans,zamanda geriye yolculuk ve üst düzey oyunculardan kaynaklanmaktadır.Sadece gerçek suç hayranları için değil,aynı zamanda cezbedici ceza davalarını ve karmaşık anlatı stillerini takdir eden herkes için bir mini dizi. 

2.The Queen's Gambit (2020) Dram İmdb: 8.6

Walter Tevis'in romanından uyarlanan retro mini dizi,büyümekte olan bir dahinin ödediği gerçek bedel hakkında bir hikaye.Genç Beth Harmon (Anya Taylor-Joy) 1950'lerin sonunda bir Kentucky yetimhanesinde büyüyor ve inanılmaz bir satranç yeteneğine sahiptir.Aynı zamanda, devletin o dönemde çocukları yatıştırmak için kullandığı sakinleştiricilere de bağımlı haldedir.Şeytanları tarafından kovalanan ve bir narkotik kokteyl saplantısı tarafından yönlendirilen Beth,erkek egemen satranç dünyasının geleneksel sınırlarını kırmak isteyen son derece yetenekli ve çekici bir yabancıya dönüşür."The Queen's Gambit "bir ay içinde 62 milyon Netflix abonesi tarafından görüldü ve bu, onu yayın sağlayıcısının en başarılı mini dizisi yaptı.Dizi yeni bir satranç heyecanı uyandırdı ve birçok ödül aldı.daha önce satranç ve insana dair bağımlılık hiç bu kadar yoğun ve gerçekçi bir şekilde sunulmamıştı,buradaki her hareket bir akıl oyununa dönüşüyor.Ve Taylor-Joy'un oyunu eleştirinin ötesinde.Kısacası bir sanat eseri!

3.Unbelievable (2019) Kriminal,Dram İmdb: 8.4

Ergen Marie Adler (Kaitlyn Dever),evinde bir hırsızın tecavüz olayını polise bildirdikten sonra,soruşturmayı yürüten polis memurları ve etrafındakiler onun hikayesinin gerçeğini sorgulamaya başlar.Aynı zamanda,polis memurları Grace Rasmussen ve Karen Duvall (Toni Collette ve Merritt Wever), şüpheli şekilde benzer iki hırsızlık ve tecavüz vakasında birlikte çalışmak ve olası bir seri tecavüzcüyü yakalamak için yüzlerce mil uzakta buluşur.Diziyi daha da şok edici ama aynı zamanda daha büyüleyici kılan gerçek olaylardan esinlenilmiş olması.Hikaye sakin bir şekilde anlatılıyor,ancak bu nedenle daha da yoğun,kahramanların ruh dünyasına derinlemesine dalmış ve acıları ve bağlılıkları biz izleyicilere aktarılıyor.

4.Maniac (2018) Komedi,Dram,Bilim Kugu İmdb: 7.8

Hollywood yıldızları Emma Stone ve Jonah Hill'in yer aldığı ilginç mini dizi,bizimkine oldukça benzeyen ama tamamen farklı bir zaman ve dünyada geçiyor.Tuhaf bir uyuşturucu araştırmasının son aşaması için iki yabancı işe alınır.Bu araştırmanın tüm sorunları çözeceğine söz verilir.Ancak bir şey ne kadar kolaysa o kadar karmaşıktır.Maniac "parlak renkli, aydınlatıcı ve çılgın bir rüya gibi,her türlü rahatlık alanından uzakta,ağlamak,gülmek ve düşünmek birbirine bu kadar yakın olmadı.Gerçeğe sıkı sıkıya bağlı bir kaçış.

5.When They See Us (2019) Dram İmdb: 8.9 

When They See Us Amerika Birleşik Devletleri'ni yıllarca gerilim altında tutan bir ceza davasına dayanıyor.Dört afro-amerikalı ve harlemden bir hispanik genç"Central Park Five" olarak topluca utanç verici,işlemedikleri tecavüzdem mahkum olurlar.Dört bölümlük dizinin gerçek hikayesi 25 yıla yayılmıştır.Gençlerin iddialarla ilgili ilk sorgulandığı 1989 baharından 2002'de beraatlerine ve 2014'te New  York belediyesi ile yapılan anlaşmaya kadar.Şok edici,hüzünlü,acı verici ve yoğun bir yapısal ırkçılığın,insan hayatını nasıl tahrip ettiğine şahit oluyoruz.Ana akım yapımların doğasında bulunan sosyal ve yıkıcı güç bu dizide açıkça görülebilir.Dizi Netflix'te yayınlandıktan sonra davaya müdahil tüm savcılar kendilerine haber verilmeksizin görevden alındı.

6.Unorthodox (2020) Dram İmdb: 8.0

Aynı adı taşıyan New York Times tarafından en çok satanlar listesindeki kitaptan uyarlama,Alman yapımı bu dizi,bir reşit olma hikayesi ile gerilimin hassas ve alışılmadık bir karışımı.Dizinin odak noktası kendisini New York'taki ultra ortodoks yahudi topluluğundan kurtaran ve Berlin'de yeni bir hayata başlayan 19 yaşındaki Esther'in (Shira Haas) hikayesidir.Unorthodox bir karakter analizinin yanı sıra dini topluluklar ve modern şehir yaşamına ilişkin eleştirel bir çalışma.

7.Alias Grace (2017) Biyografi,Kriminal,Dram İmdb: 7.8

Ne yazık ki çok az ilgi gören bir Netflix orijinal dizisi.Kanada'daki yoksul ve genç İrlandalı göçmen James Mc Dermott (Kerr Logan) ile ev hizmetçisi Grace Marks'ı (Sarah Godon) konu alıyor.Grace 1843'te işvereninin acımasızca öldürülmesinden suçlu bulunmuştur.Grace ömür boyu hapis cezasına çarptırılır.Bu onu 1840'larda Kanada'daki en esrarengiz ve en kötü şöhretli kadını yapmıştır.Bugüne kadar,Grace'in,cinayetlere gerçekten karışıp karışmadığına dair spekülasyonlar vardır.Bu bilinmezlik biz izleyicileri de ikiye bölmüştür.Güç,manüpilasyon,suçluluk ve masumiyetle ilgili gerçekler,yarı gerçekler ve yalanlar giderek bulanıklaşıyor.Alias Grace,çağdaş bir ortam,metaforlar içinde bir tutku,zaman içinde sayısız sıçramalar ve her şeyden önce hipnotize edici bir kahramanı olan,karanlık,baskıcı ve ikircikli bir psikodrama,tarihsel bir destan.

8.Self Made (2020) Dram İmdb: 7.3

Netflix,güçlü kahramanları olan mini dizileri seviyor gibi görünüyor.Oscar ödüllü Octavia Spencer ABD'nin ilk siyah saç bakımı girişimcisidir.Büyük büyük torunu A'Lelia Bundles'in "On Her Own Ground" adlı kitabına dayanan,ırkçılık,cinsiyet savaşı,feminiz,ihanet ve sosyal adalet konuları üzerine bir Netflix orijinal yapımı.

8.Behind Her Eyes (2021) Dram,Gizem,Gerilim İmdb: 7.2

Louise (Simona Brown) bekar bir annedir ve patronu psikiyatrist David (Tom Bateman) ile ilişkisi vardır.Karısı Adele ile arkadaş olunca işler tuhaf bir hal almaya başlar.Birden kendini sırlar içinde bir ağın içinde bulur.Hiç bir şey göründüğü gibi değildir.Dizi,gizem,dram ve gerilim ile izleyici için büyük bir çekim yaratıyor,Adele'nin dengesiz zihinsel durumu,tıpkı şehvetli erotik sahnelerde olduğu gibi izleyicinin tüylerini diken diken ediyor.

10.The Spy (2019) Dram,Tarihi İmdb: 7.9

Fransız-Amerikan mini dizisi ,1960'larda Suriye'ye başarıyla sızan,eski bir Mossad ajanı olan Eli Cohen'nin (Sacha Baron Cohen) gerçek hikayesini anlatıyor.Cohen,Suriye'li komutanlara,siyasilere ve varlıklı insanlarla o kadar yakın oldu ki,İsrail'e yönelik en büyük Suriye istihbarat faaliyetleri üzerinde belirleyici bir etki yaratabildi.Cohen'in tüm hırsı ülkesine hizmet etmek içindi.Ancak işini o kadar iyi yapıyordu ki ikili kimliğini bir kenara bırakmakta bazen zorlanıyordu.Dizi sonuna kadar heyecan verici diyebilirim.Görsel uygulama alışılmadık derecede çekici.Karakter akıllı,başarılı bir tarihsel çalışma.Dizi aynı zamanda eğlenceli.

 

İngiliz yapımı ve David Tennant hayranları geçtiğimiz Eylül ayında yayına giren polisiye/gerilim dizisi "Des'i" çoktan izlemiştir kesin.Bir Hbo ve Sky ortak yapımı olan ve ITV'de yayına giren,bu 3 bölümlük seri katil temalı dizi,gerçek olaylardan yola çıkılarak senaryolaştırılmış ve Brian Master'sın "Killing for Company" adlı kitabına dayandırılarak hazırlanmış.1978-1983 yılları arasında Dennise Nielsen adlı İskoç bir vatandaşın işlediği cinayetler gerçekten kan dondurucu türden. 

Des Oyuncu Kadrosu

David Tennant'ı Des yani Dennise Nielsen rolünde izlerken,ona The Crown'dan hatırladığımız (Jason Watkins) Brian Master's rolüyle eşlik ediyor.Ayrıca Line Of Duty oyuncularından Daniel Mays ise dedektif başmüfettişi Peter Jay'e hayat  veriyor. Dizi tamamen bu üç karakterin polis sorgusu ve yargı sürecindeki bakış açılarından yürüyor.

Des Dizi Konusu

Eski asker ve polis memuru Des lakablı Denis Nielsen'in kanalizasyon gideri tuvalete attığı ceset parçalarından dolayı tıkanmıştır. Komşusunun ihbarı üzerine eve gelen polis,Des'in dairesinde daha fazlasını bulur.

Denise Nielsen Yakından Tanıyalım

Dennise Nielsen 23 Kasım 1945 yılında İskoç bir anne ve Norveçli babanın oğlu olarak dünyaya gelmiştir.Diğer seri katil profillerinde rastladığımız hayvanlara işkence ya da şiddet eğilimleri olmayan biriydi.Çocukluğunda aile içindeki en nahoş durum babasının alkolik ve şiddete meyilli biri olmasıydı.Dennise'in çocukluğundaki bu problem ilerleyen yaşantısında herhangi bir problem teşkil etmemiştir.Hatta 30'lu yaşlarına kadar sessiz,kendi halinde,mazbut bir yaşam sürdüğü etrafınca gözlemlenmiştir.Ancak bunların dışında Dennise'in çocukluğunda yaşadığı iki travma mevcuttur.İlki gözleri önünde büyükbabasını kaybetmesi ve 13-14 yaşlarındayken tanımadığı birinin göğsünün üzerine oturarak masturbasyon yapmasıydı.Pedofilik bir cinsel istismara maruz kalmış olan Dennise'in 30'lu yaşlarına kadar sessiz ve çekingen biri olmasına sebep olmuştur.Yaşamındaki ilk tuhaflık henüz 18 yaşındayken askere alındığında başlar.Bir askerle eşcinsel ilişki sırasında ölü taklidi yapmış ve bunu kaydetmiştir.Daha sonraki yıllarda çalıştığı kasapta çırılçıplak gezip,kendini pudralayıp,hatta beyaza boyayıp ayna karşısında ölü taklidi yaparak masturbasyon yaptığı bilinmektedir.Bu tuhaf davranışlar nekrofili olarak değerlendirilmiştir.Nekrofili ölü bedenler üzerinde ilişki kurarak haz alma durumudur.

Askerden sonra Londra polis teşkilatında kısa bir süre çalışan Dennise buradan ayrılarak sosyal hizmetlerde memur olarak işe başlar.

Dennise Nielsen Cinayetleri

"Hep durmak istedim.Ama yapamadım.Başka bir heyecan ve mutluluk kaynağım yoktu"

1978 yılında Noel'den hemen sonra barda tanıştığı genç bir erkekle kendi evinde cinsel ilişkiye girer.Sabah olduğunda genç adam eve dönmek ister,ancak Dennise adamın kafasına sert bir cisimle vurduktan sonra bir kova suda boğarak öldürür.Cesedi parkelerin altına saklar.2 gün sonra cesedi yerinden çıkararak yıkar ve cesede bakarak masturbasyon yapar.

Sonraki 3 yıl boyunca eğlence mekanlarında tanıştığı 11 erkeği aynı yöntemle öldürerek cinsel ilişkiye girer ve evin içinde saklar.Evinde sakladığı cesetler zamanla kokmaya başlayınca,çevreyi rahatsız eder düşüncesiyle evinin bahçesinde lastik yakmaya başlar.Evin çeşitli yerlerinde sakladığı cesetleri bir süre sonra parçalara ayırmaya başlar ve evin bahçesinde yakar.Bir süre sonra bu evden taşınan  Dennise yeni taşındığı apartman dairesinde aynı yöntemlerle davet ettiği 3 genci daha öldürerek cesetlerle ilişkiye girer.Ölü bedenleri parçalara ayırarak tuvalete atar.Kafalarını ise bir tencerede kaynatır.Cesetleri yok etme şekli başına dert olur ve apartmanın gider boruları tıkanmaya başlar.Komşunun kanalizasyon giderinde ceset parçaları bulup polise haber vermesi Dennise için sonun başlangıcı olur.Eve gelen polisler içeride yoğun bir ceset kokusuyla karşılaşır.Polislere direnç göstermeyen Dennise 15 kişiyi öldürdüğünü itiraf eder.İfadesinde cesetleri yıkayıp ilşkiye girdiğini ve onların ölmediğini iddia eder.

Dennis Nielsen'in diğer seri katillerden ayıran en büyük özellik,cinayetleri büyük bir öfkeyle işlememiş olmasıdır.Tam aksine cesetlere büyük bir sevgi beslemiştir.1983 yılında yakalanan Des lakaplı Dennise Nielsen ömür boyu hapse mahkum edilmiştir.


Şahsen benim başıma çok geldi,bir dijital yayın platformunda tesadüfen karşıma çıkar,çok fazla beklentim olmadan diziye başlarım ama dizi beni kendine bağlamayı başarır.Netflix her ne kadar ülkemizde ve Dünya'da sükse sahibi bir yayın platformu da olsa,fazlaca reklamına şahit olmamışsınızdır."Oktoberfest:Beer And Blood'dan bahsediyorum.1 Ekim'de yayına girdi ve 6 bölümlük Alman yapımı bir mini dizi.Bir takım yayınlarda bira temalı tarihi dizi diye sığ bir açıklama getirilmişse de,o kadar basit açıklanmasına karşı olduğum,gerçek olaylardan esinlenilerek senaryolaştırılmış bir dönem dizisi denirse daha uygun olacağını düşünüyorum.Aslında başlarken öncelikle Oktoberfest nedir ona bir açıklama getirelim.
Oktoberfest Nedir?
Oktoberfest'in tam çevirisi aslında Ekim Festivali ya da Ekim şenlikleridir.Ancak havaların daha sıcak olması sebebiyle Eylül"de başlar ve 2 hafta sürer.200 yıllık bir geçmişi vardır ve Almanya'nın Bavyera eyaletinin başkenti Münich'te gerçekleşir.Tüm Dünya'dan insanların katıldığı,büyük çadırların kurulup "Mass" adı verilen büyük kulplu bardaklarda biraların tüketildiği bir panayır yeri diye açıklayabiliriz.Garsonlar "Lederhosen" ve "Dirndls" adı verilen yerel kıyafetlerle katılımcılara hizmet ederler.
Bu festivalin başlangıç sebebi bir düğün organizasyonudur.Bir kır düğünüyle beraber düzenlenen at yarışı.Kral 1.Ludwig ile Prenses Therese Von Sachsen-Hildburghausen'in düğünün farklı bir şekilde kutlanılmasına ön ayak olan kişi ise Bavyera Ulusal muhafızları üyesi Andreas Michael Dall'Armi'dir.Tarihler ise 12 Ekim 1810'dur.1 yıl sonra ise İnsan'lar ileride Oktoberfest olarak anılacak bu organizasyonun devamını talep ederler ve zamanla her yıl düzenlenen bir festivale dönüşür.Bunda bira üreticilerin bu festivalin kendileri için büyük bir ticaret kapısı olmasını fark etmeleri de sebeplerden biridir elbette.İşte "Oktoberfest:Beer And Blood" aslında 1900'lü yıllardaki ticari rekabetin içinde gerçekleşen kriminal olaylarla beraber Oktoberfest'te tek olma hayali kuran Nürnberg'li bir bira üreticisinin hırs ve acımasız faaliyetlerinin hikayesine şahit oluyoruz.
Oktoberfest:Beer And Blood Konusu
Curt Prank Nürnberg'li bir bira üreticisidir.Kızıyla beraber Oktoberfest'te bir bira üreticisi olarak katılım sağlamak ve 6000 kişilik bir bira çadırı hayalini gerçekleştirerek pazara hakim olmak istemektedir.Geçmişinde yaşadığı acı olayların bir anlamda intikamını almak gibi bir niyeti olan Curt Prank'ın kızı rakip bira üreticisinin oğluyla aşk yaşamaya başlayınca,her iki aile için acı ve şiddetle yoğurulmuş günler açığa çıkar.Son olarak Curt Prank rolünde Almanların prodüksiyonu en pahalı dizisi olan " Babylon Berlin"de" "Der Armenier" (Ermeni) rolüyle tanıdığımız Misel Matevic"i görüyoruz.O tarihlerde alışılmışın dışında bir bira üreticisi Maria Hoflinger'i canlandıran oyuncu ise "Der Baader Meinhof Kompleks" filminde Ulrike Meinhof'u canlandıran Martina Gedeck'ide unutmayalım
Oktoberfst:Beer And Blood İnceleme
Oktoberfest alanının o tarihlerdeki görüntüsü,kıyafetler,mekanlar gerçekten özenle seçilmiş,üstünde ciddi manada çalışılmış bir dönem dizisi olarak göze çarpıyor.Bavyera eyaletine has aksanın kullanılması ilk dikkat çeken unsur olarak ihmal edilmemiş.Tadında gerilim ve tadında dram dizinin temposuna yedirilerek izlenmesi keyifli ve merak uyandıran bir yapım haline getirilmiş.Dizide 2 unsur dikkatimi çekti.Birincisi Almanya'nın o tarihlerde sömürgesi olan Güney Pasifik adası Samoa'dan mültecileri getirip Münich yakınlarında bir araziye yerleştirilmiş olmaları.Bu mülteciler Barbarlar adı altında bu gerçek olaylara dayanan hikayeye yerleştirilmiş.İkincisi ise dizinin bir sahnesinde figüran olarak Çek porno yıldızı Alexis Crystal kullanılmış.Kısacası gerilim ve dram izleyicileri için izlenmesi elzem bir dizi olarak tavsiye edeceğim,her bölümü 45 dakika olan ve oyunculukların ortalamanın üstünde olan bir dizi diye tanımlanabilir.

Duvara Karşı,Paramparça,Soul Kitchen,Temmuz'da ve son olarak Altın Eldiven filmlerinin Türk asıllı Alman yönetmeni bu sefer bir mini diziyle karşımıza çıkmaya hazırlanıyor.Ünlü yönetmen Almanların en ünlü şarkıcı aktristi Marlene Dietrich'in hayatında bir kesitin olacağı 6 bölümlük bir dizi için kolları sıvadı.

Dizinin başrolünde daha önce Paramparça filminde birlikte çalıştığı ve Cannes Film Festivalinde en iyi kadın oyuncu ödülü alan Diana Krüger olacak.Diana Krüger geçen yıl verdiği bir röportajda bu projenin ilk sinyallerini vermişti.Çocukluğumdan beri hayran olduğum Marlene Dietrich'i canlandırmak heyecan verici olacak ifadesini kullanan Diana Krüger,aynı röportajda Fatih Akın için tutarlı ve gerçek bir vizyona sahip bir yönetmen ifadelerini kullanmıştı.

Marlene Dietrich Mini Dizi Nerede Yayınlanacak
Ünlü yönetmenin hem senaryosunu hem de yönetmenliğini yağacağı dizi 6 bölümlük bir mini dizi olarak planlandı.30'ların Dünyasını evimize taşıyacak olan yönetmen başta bu beni korkutsa da Diana Krüger'in kendisine vermiş olduğu cesaretle işe koyulduklarını ifade etti.Diziyi HBO'nun finanse edeceği ise kesinleşti.
Mini Dizi Konusu
Bu 6 bölümlük mini dizide 1901-1992 yıllarında yaşamış olan Marlene Dietrich döneminin en ünlü aktris ve şarkıcısı idi.Dizide Marlene Dietrich'in 1933-1945 yıllarında yani Nazi döneminde yaşadıklarını izleyeceğiz.
Marlene Dietrich Kimdir?
1901-1992 yıllarında yaşamış olan Marlene Dietrich Almanların en ünlü kabare şarkıcısı ve aktristi idi.Tam adı Marlene Madgelena Dietrich'dir.Piano ve Keman kursları alan Dietrich daha sonra 1921 yılında Max Reinhardt tiyatro okulunda oyunculuk eğitimi aldı.İş hayatına kabare sanatçısı olarak başladıktan sonra 1922 yılında Berlin'de bir düzine filmde başrol olarak yer aldı.Kısa sürede dikkat çeken Dietrich 1925-1929 yıllarında Berlin'de kabare şarkıcısı olarak sahne aldı." Der Blaue Engel" filmindeki Lola-Lola rolüyle kariyerinin zirve noktasına geldi.Bu Almanya'da çevirdiği son filmiydi.
1930 yılında  Nazi Almanya'sına bir daha dönmemek üzere Amerika'ya gitti.Amerika'da aktris olarak hayatına devam eden Dietrich 1937 yılında Amerikan vatandaşı oldu.1950-60'lı yıllar arasında artık bir Holywood efsanesi oldu.
Marlene Dietrich sinema ve müziğin dışında edebiyat ve şiir ile ilgiliydi.Çarpıcı açıklamalarıyla da dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyordu."Avrupa'da kadın ya da erkek farketmez kimi çekici buluyorsanız onunla sevişirsiniz"
1924 yılında yönetmen yardımcısı Rudolph Sieber ile evlendi ve Maria Riva adında bir kızları oldu.5 yıl beraber yaşadılar ancak ölünceye kadar evli kaldılar.
1975 yılında Avustralya'da performans sergilerken sahneden düşüp kalçasını kırdı ve kariyeri sona erdi.Hayatının son 12 yılını Paris'te yaşadı ve 1992 yılında yaşamını yitirdi.En ünlü şarkısı 2.Dünya savaşında cephedeki askerler için yazılan "Lili Marlen'dir" Mezarı ise Berlin'dedir.
Lili marlen




Suç-drama dizileri en popüler diziler arasındadır desek yanlış olmaz sanırım.Dizi dünyasında hatırı sayılır bir izleyici kitlesi mevcut.Çok fazla popüler olanlar dışında birde kenarda köşede saklı kalan Netflix dizilerini atlamamak adına 11 adet diziyi sizler için listeledim.

Unbelievable Fragman Ve İMDB

İlk sezonu geride kalan dizi gerçek bir hayat hikayesinden uyarlama.2019 senesinin gerilimi yüksek yapımlarından.Başrollerinde Kaitlyn Dever,Toni Colette ve Merritt Wever'in oynadığı dizinin yönetmeni ise Susannah Grant.
Genç bir kız olan Marie tecavüze uğradığını söyleyerek şikayette bulunur.Ancak iddiasının asılsız olduğu ile ilgili suçlanır.İki kadın dedektif yalan söylediği düşünülen Marie'nin davasının peşine düşer.Acaba Marie gerçekten tecavüze uğramış mıdır? Pulitzer ödülü almış bir haberden yola çıkılarak hazırlanan dizi,Netflix'in polisiye suç-drama temalı başarılı yapımlarından biri.
Bodyguard Fragman Ve İMDB

Dizinin büyük hayranlarıyla beraber hiç duymamış olanlar olduğuna şahit oldum.İngiltere yapımı dizi Bbc'nin başarılı yapımlarından.GOT'tan tanıdığımız Robb Stark (Richard Madden) başrollerde.Richard Madden,David Budd adlı savaş travmalarından muzdarip bir polisi canlandırıyor.Karısı ve çocuklarından ayrı bir hayat yaşamaktadır.İngiliz İçişleri bakanı Julia Montague'nun özel korumalığını üstlenir.Bu görev sandığından çok daha zordur.Zira bakan David'in inandığı ve savunduğu değerlerin tam aksi görüştedir.
The Fall  Fragman Ve İMDB

Bir İngiliz dizisi daha.3 sezon devam eden dizi gerilimi yüksek fakat gizemden uzak bir tür diyebiliriz.Seri katilin peşinde olayı aydınlatmak için çalışan kadın dedektif Stella gibson (Gillian Anderson) işi hiç de kolay olmayacaktır.Belfast'ta cinayetler işleyen seri katilimiz aile babası görünümünde ve saklanmasını iyi bilen bir tip.Dizi özellikle kadına karşı şiddet temasını işlerken bir hayli eleştirilere maruz kaldı.
Bordertown Fragman Ve İMDB

Bir Finlandiya yapımı diziyle beraberiz.Özellikle İskandinav yapımı dizilere özel hayranlığı olan izleyiciler için listelenmiştir.Merkezine başkomiser Kari Sorjonen (Ville Virtanen) ve ailesini alan dizi suç-dram temasını severler için ideal.Kaari karısı Paulina ve kızı Janina ile beraber Rus sınırındaki sakin Lappeenranta adlı kasabaya yerleşir.Yeni polis şefi işe başlar başlamaz üst üste gelen cinayet davalarıyla karşılaşır.Cinayetler arasında bağlantılar olduğunu gören Kari söz konusu seri katilin peşine düşer.
The Sinner Fragman Ve İMDB

2017 yapımi dizinin 3 sezonu geride kaldı.Başrollerde Jessica Biel'in olduğu dizide güzel oyuncuya Bill Pullman ve Christopher Abbott eşlik ediyor.Kontrolsüz bir öfke nöbeti geçiren Cora Tanetti (Jessica Biel) sahilde bir adamı bıçaklıyor.Olay tam anlamıyla gizemini korur.Dedektif Harry (Bill Pulmann) olayda bir takım garipliklerin olduğunu fark eder ve araştırmaya başlar.Dedektif olayı araştırıken Cari'nin geçmişine bir yolculuk yapacaktır ve bu şiddet ile beraber korkunun temelini arayacaktır.
American Crime Story Fragman Ve İMDB

Dizimiz diğerlerinden farkılı olarak her sezon farklı bir kriminal olayı inceliyor.Gerçek olaylardan uyarlama bir dizi olduğunu belirtelim.İşin biraz mahkeme bölümününde olduğu dizinin ilk sezonu 2016 tarihinde vizyona girdi.İlk sezonu 90'lı yıllarda Amerikan kamuoyunu bir hayli meşgul eden olayla ilgili.O.J.Simpson.2.sezon ise Gianni Versace'nin öldürülmesi.
The Break Fragman Ve İMDB

Yine 2016 yapımı bir dizi.Belçika yapımı sevenler için.Başrollerde Yoan Blanc,Jasmine Douieb ve Lara Hubinont'u görüyoruz.Sezon bölüm sayısı 10.
Yoann Peteers (Yoan Blanc) karısının ölümünden sonra kızı Camille ile beraber Brüksel'den memleketi Heiderfeld'e taşınır.Taşındığı kasabada Driss Assani isimli bir futbolcunun intihar ettiğini öğrenir.İki balıkçı Togo doğumlu bu futbolcunun cesedini nehirde bulmuştur.Peteers bunun intihar değil cinayet olduğunu düşünür ve araştırmaya başlar.
Marcella Fragman Ve İMDB

3 sezon ve her bir sezonu 8 bölüm olan bu suç ve gerilim dizisinin yönetmeni Hans Rosenfeldt.
Eski polis memuru Marcella kocası tarafından terk edilir.Bu olaydan dolayı oldukça sarsılan Marcella
durumu kabullenip hayata tutunabilmek için eski mesleğine geri döner.Göreve döner dönmez zamanında sonuca ulaştıramadığı bir dava dosyasındaki cinayetler tekrar işlenmeye başlar.
The Forest Fragman Ve İMDB

Gaspard Decker  (Samuel Labarth) küçük Montfaucon kasabasına polis şefi olarak işe başladığında 16 yaşındaki genç bir kız yakınlardaki bir ormanda kaybolur.Yerel polis memuru Virginie Musso (Suzanne Clement) ile beraber askerlede arama çalışmalarına katılır.Onlara öğretmen Eve Mendel (Alexia Barlier) destek verir.Eve'in destek vermesinin sebebi eskiden ormanda yaşadığı travmatik bir deneyimden ötürü.
6 bölümlük Fransa yapımı dizi polisiye gerilimden hoşlananlar için.
Fallet Fragman Ve İMDB

Aslında bu dizi diğerlerinden farklı olarak polisiye komedi türünde.İsveç yapımı dizi 8 bölümden oluşuyor.Bilenler bilir "The Killing","Broen-Bron" ve "Marcella" gibi İsveç polisiye dizilerini ti'ye alan bir tarzda.Alternatif dizi arayanlar için ideal.
Seven Seconds Fragman Ve İMDB

Jersey'de geçen hikayede Brenton Butler ve ailesinin hayatı beklemedikleri bir şekilde değişir.Kafkas polis yanlışlıkla Afro-Amerikan bir genci vurmuştur.Tüm gündem bir anda değişir.Afro-Amerikan genç yaralanmıştır. Tüm şehirde bu olaydan dolayı büyük bir gerilim başlar.Polis ve vatandaşların arasındaki gerilim giderek yükselirken olayın üstünün örtülmesinden sonra yüzyılın davası başlar.



Nicole Kidman Ve Hugh Grant'ın Başrolündeki The Undoing 2020'de HBO'da
Hbo'nun yeni dizisi The Undoing'den yeni görseller yayınlandı.Nicole Kidman ve Hugh Grant'ın başrollerinde,Big Little Liers yaratıcısı David.E.Kelley'in yaratıcısı olduğu dizi 2020'de ekranlarda olacak
Özellikle Big Litttle Liers dizisiyle Altın Küre kazanıp, televizyon Dünya'sında adından söz ettiren Nicole Kidman,bu yıl yeni diziyle ekranlarda olacak.Yapımcı kimliği de olan ve The Undoing'in yapımcıları arasındaki güzel oyuncu aynı zamanda başrolde göreceğiz.HBO dizisi bu yıl ekranlarda olacak.
Hem kamera önünde hem de arkasında bir araya gelen isimlerle bu yılın en heyecan verici dizilerinden biri olacak olan The Undoing'den ilk görseller yayınlandı.
Ally McBeal,The Practice,Boston Legal,Big Little Lies,Mr Mercedes gibi başarılı yapımların yaratıcısı David E.Kelley çarpıcı bir oyuncu kadrosunu bir araya getiriyor.Nicole Kidman ve Hugh Grant dışında dizinin kadrosu şu isimlerden oluşuyor.Edgar Ramirez,Lily Rabe,Noah Jupe,Donald Sutherland,İsmael Cruz Cordova.

The Undoing Konusu
Jean Hanff Korelitz'in "You Should Have Known" adlı romanından uyarlanan dizide Nicole Kidman,her şeye sahip başarılı bir terapist olan Grace Sachs karakterine hayat veriyor.Hugh Grant ise onun özverili eşi Jonathan Sachs'ı canlandırıyor.Dizi, Grace Sachs'ın görünürde mükemmel olan hayatının yeni kitabı yayınlanmadan bir hafta önce kocasının kaybolmasıyla alt üst olmasını anlatıyor.Birbiri ardına su yüzüne çıkan gerçekler,Grace'in kendi başına verdiği kararlarda ne kadar başarısız olduğunu gösterecek ve alıştığı hayatı geride bırakmaya zorlayacaktır.
Dizinin yönetmenliğini Susanne Bier yapacak.6 bölümden oluşacak olan mini dizinin yayın tarihi ile ilgili net bir tarih yok.


The Hot Zone nasıl bir dizidir.Konusu nedir?The Hot Zone dizisindeki başrol oyuncuları kimlerdir?The Hot Zone 'da neden bahsedilmektedir.
Devasa İMDB'siyle henüz arkamızda bıraktığımız,gerçek olaylardan yola çıkılarak hazırlanan yapım Chernobyl'in tadı hala damağımızda.Eğer izlemediyseniz Chernobyl tanıtım yazımı ve fragmanı buradan bulabilirsiniz.Chernobyl'in prodüksiyon maliyeti kadar olmasa da yine gerçek olaylardan yola çıkılarak ortaya çıkan The Hot Zone'da ana hikayemiz bir zamanlar Aids'le beraber ortalığı kasıp kavuran fakat bir anda hayatımızdan kaybolan EBOLA ZAİRE virüsü ile ilgili.Geçtiğimiz Mayıs ayında yayına giren mini dizimiz bir National Geographic yapımı.6 bölümden oluşan dizinin her bölümü 45-50 dakika olup başrollerinde Game Of Thrones oyuncularından Davos Seaworth karakterini oynayan Liam Cunnigham,Julianna Marguiles,James D'Archy,Noah Emmerich görüyoruz.Dram-gerilim temalı mini dizinin yönetmen koltuğunda ise Mad Men ve Legion gibi yapımlara imza atan Michael Uppendhal ve Surviving Disaster ve How Art Made the World gibi başarılı işlere imza atan Nick Murphy'i görüyoruz.Ridley Scott ise yapımcı koltuğunda.Richard Preston'un aynı adlı romanından uyarlanan dizi Ebola Zaire virüsünün ortaya çıkışı ve Amerika'ya kadar ulaşarak bir felakete yol açmasını konu alıyor.Biraz açalım...
THE HOT ZONE FRAGMAN
THE HOT ZONE KONUSU
Amerikan ordusunda görevli bilim insanı Dr Nancy Jaax'ın laboratuvarına günün birinde deney maymunlarının muhafaza edildiği bir başka laboratuvardan bir örnek gelir. Örneği inceleyen Nancy emin olmamakla birlikte örnekte Ebola Zaire adlı öldürücü bir virüs saptar.Yetkilileri bu konuda uyaran Nancy yeterli ilgiyi bulamaz.Kendi imkanlarıyla olayın üstüne gider ve araştırmalarını sıklaştırdıkça bu virüsün aynı zamanda İnsanlara da temas ettiğini ve olayın sandığından daha vahim olduğunu düşünür.Deney maymunlarının hepsinin itlaf edilmesi gerekiyordur ve bununla ilgili özel bir ekip kurulur.
EBOLA ZAİRE NEDİR?
Yaşı yetenler hatırlayacaklardır.Afrika'da yeşil bir maymundan İnsan'a bulaşmış ve bu şekilde yayılmış bir virüsden bahsedilmişti.Tamamen şehir efsanesi.İlk olarak maymunda ortaya çıktığı doğru.Ancak yeşil bir maymun söz konusu değil.Yeşil rengin önemi dizimizde de görüleceği üzere virüs bulaştığı düşünülen örnek mikroskopta incelendiğinde hücrelerin parlak yeşil bir renge dönüştüğü gözlemlenmektedir.Ebola ilk olarak aynı anda  Sudan'nın Nzara ve Demokratik Kongo Cumhuriyet'inin Yambuku kentlerinde görülmüştür.Hastalık ismini bu salgınların yaşandığı Ebola nehri kıyılarında görüldüğü için bu isim verilmiştir.İnsan'larda ve primatlarda görüldüğü gibi kirpi ve meyve yarasalarında da bu hastalığa rastlanmıştır.Bilinen bir tedavisi yoktur.Ancak çeşitli aşılar geliştirilmeye çalışılıyor.Ebola virüsü kendi içinde 5'e ayrılır.Bundibugyo Ebola Virüsü,Zaire Ebola virüsü,Reston Ebola Virüsü,Sudan Ebola Virüsü ve Tai Forest Ebola Virüsü.Hastalık kan,sperm ve salgılarla bulaşmaktadır.Ateş,baş ağrısı,mide bulantısı,halsizlik,ishal,kusma belirtiler arasındadır.Son olarak Ebola Zaire Virüsü'nde ölüm oranı %90'dır...

Sonuçları itibariyle yüzyılın faciası olarak adlandırılan Çernobil faciası HBO tarafından Amerika,Almanya ve İngiltere'nin ortak yapımıyla 5 bölümlük mini bir dizi olarak 6 Mayıs'da ekranlarda olacak.Başrollerinde en son The Terror adlı korku dram dizisinden hatırladığımız Jed Harris,oyunculuğunu bizlere çoktan ispatlamış Emily Watson,Stellan Skarsgard ve Paul Ritter'in olduğu dizinin yönetmen koltuğunda Johan Renck oturuyor.
CHERNOBYL KONUSU
Aslında faciayı bilenler ya da o döneme yetişmiş izleyiciler için konusu malum.Ukrayna'nın (o zamanlar SSCB idi) Çernobil şehrinde bulunan nükleer santralinde oluşan bir sorundan dolayı reaktörün infilak etmesi ve devamında radyasyon tehlikesinin ortaya çıkması.Ancak dizi merkezine reaktördeki çalışanları koyarak,nasıl cansiparane bir şekilde faciayı önlemek için harcadıkları çabayı ortaya koyuyor.Dizinin fragmanından ve servis edilen fotoğraflara bakılacak olursa korku öğelerinin sıkça kullanıldığı görülüyor.Çalışanların kendi canlarını ortaya koyarak facianın daha büyük bir hasara yol açmaması için verdikleri uğraş bizlere büyük bir dram şeklinde sunulacağı kesin.
CHERNOBYL'DE NE OLDU?
Her şey 26 Nisan gece yarısı şimdiki Ukrayna'nın başkenti Kiev yakınlarındaki Pripyat adlı kasabadaki Çernobil adlı nükleer santralin 4 nolu reaktörünün birden bire durmasıyla başladı.20 saniyelik durmanın ardından reaktörün üzerindeki 1000 tonluk çatıyı havaya uçuracak bir güçte kimyasal bir patlama gerçekleşti.Santralin soğutma sistemindeki elektrik aksamında oluşan kısa devre soğutma sistemi devre dışı kalmış ve bu sebeple bu devasa patlama gerçekleşmişti.Aslında en büyük hata elektrik sisteminin kontrolü sırasında soğutma sisteminin devre dışı bırakmaktı.Bu sebeple ilk patlama gerçekleştiğinde bir kişi hayatını kaybetti.Devamında oluşan yangına müdahale eden itfaiyecilerden 31 kişi oracıkta can verdi.Asıl sorun ise radyasyon sızıntısıyla başladı.Temizlik çalışmalarına katılan personel ağır radyasyona maruz kalarak can verdiler.Nagasaki ve Hiroşima'ya atılan atom bombasından 200 kat daha fazla radyasyon bulutu 14.5 km'lik bir alana yayıldı.Tarım arazileri büyük zarar gördü.Pripyat kasabası sakinlerinde yıllarca sürecek kanser vakaları görüldü.Ülkemizin kuzey bölgeleri de bu radyasyon bulutundan nasibini aldı.İlerleyen zamanlarda Karadeniz bölgesi vatandaşlarımızda kanser vakaları arttı.Ölü sayısı tam olarak belirlenemeyen bu facia sonunda Pripyat kasabası hayalet şehre dönüştü.

History Channel kanalında 2015 yılında ilk sezonuyla yayına giren belgesel mini dizi özellikle gerçek hikayesiyle izleyenleri kendine çekmeyi başarmıştı.2 sezonu 2017 yılında yayınlanan dizinin 3.sezonu merakla bekleniyor.Şu ana kadar 3.sezonuyla ilgili maalesef herhangi bir açıklama yok.Başrollerinde Damon Runyan,Melanie Scrofano ve Ari Cohen'in olduğu suç,macera,biyografi ve gerilim dizisinin yönetmen koltuğunda ise Neil Rawles oturuyor.Yapımcılığını Peter Schneider'ın yaptığı,senaryosunun da Noel.S.Barker'ın yazdığı dizi belgesel hayranları için biçilmiş kaftan diye düşünüyorum.
GANGLAND UNDERCOVER KONUSU
Gerçek bir olaydan yola çıkılarak hazırlanan dizi de,uyuşturu ticareti yaparken tutuklanan Charles Franko'nun önüne iki seçenek sunulur.Birincisi 20 yıl cezaevinde yatmayı kabul edecek,2.FBI tarafından yürütülen bir soruşturma için yarı zamanlı çalışmak.Görevi azılı bir motorsiklet çetesinin içine sızmak,kendini kabul ettirmek,suça ait deliller toplamak.Motorsiklet bile kullanmayı bilmeyen Charles bunu başarabilecekmi?Açığa çıkmadan delil toplamayı başarabilecek mi?
GANGLAND UNDERCOVER DEĞERLENDİRME
Belgesel bir mini dizi tadında sürükleyici,gerilimi bol,macera ve aksiyon dolu bir dizi.Çok tehlikeli bir işe kalkışan,yalanlar üretmedeki başarısıyla beraber tehlikeleri bertaraaf etmede doğal bir yeteneğe sahip Charles Franco'yu izliyoruz.Kendi sert kuralları olan,adam öldürmekten çekinmeyen Vagos adlı bu motorsiklet çetesinin özellikle mubirlere karşı özel bir kini mevcut.Dizinin en çarpıcı sahneleri çetenin muhbir Charles Franco'nun açıklarını buldukları anlarda kendisini sorguya çekme sahneleri.Aksiyon saneleri biraz üstün körü çekilmiş olsa da tatmin edici.Oyunculuklar ise gayet başarılı.2.sezonu birinciye oranla çok daha kaliteli.

Netflix'in 2.Türk Yapımı Dizisi Ottoman Rising
Netflix dijital platformunu daha çok film ve dizi yapımlarıyla tanıyoruz.Ancak bunun dışında çok başarılı belgesel mini dizilerle de hayatımıza girdi.Bunlardan bazıları Circle Of Evil,İnnocent Human,Manhunt Unabomber ilk aklıma gelenler.Netflix belgesel mini dizilerinin başarısından memnun olacak ki yeni bir yapımın startını duyurdu.Bizi de çok yakından ilgilendiren bu belgesel mini dizinin konusu Fatih Sultan Mehmet'in hayatı.
Netflix'in 2.Türk Yapımı Dizisi Rise Of Empires
Dizinin ilk ayrıntıları geçtiğimiz günlerde belli olmaya başladı.Hemen isminden başlayalım.Rise Of Empires.Netflix'in proje ortaklarından biri olan ve Karga Seven Pictures'ın kurucu ortağı Emre Şahin vermiş olduğu  röportajında dizinin senaryosunu ortaklarından Kelly Mc Pherson ve Elizabeth Lake tarafından kaleme alınacağını duyurdu.İddialı bir hikaye üzerine kurguyla birlikte dizinin dilinin de İngilizce olacağını duyurdu.

Tüm bu gelişmelerin ardından bir süredir herhangi bir projede yer almayan Tuba Büyüküstün kadroya dahil edildiği haberi geldi.Tuba Büyüküstün projede Fatih Sultan Mehmet'in annesi "Mara Hatun"rolünü üstleneceği bilgisi kesinleşti.Burada en büyük soru Fatih'i kimin oynayacağı.Bu konuda belirsizlik halen devam ediyor.

Dizinin yayın tarihi 23 Ocak 2020 olarak açıklandı. Ayrıca dizinin dilinin İngilizce olacağından dolayı bir çok ülkede yayınlanacağı tahmin edilebilir.Netflix bana göre belgesel mini dizi konusu olarak seçebileceği en ihtişamlı,doğru ve isabetli hikayeyi seçmiş.Başarılı olacağı ve ses getireceği kesin olarak görüyorum.

Bir Netflix Alman yapımı polisiye gerilim dram dizisiyle beraberiz.Alman devlet kanalı ZDF'den uyarlanmış. 6 bölüm ve her bölümü yaklaşık 55-60 dakika süren bir mini dizi.Geçtiğimiz ay Netflix dijital platformunda yayınlanan dizinin başlıca rolleri Friedericke Becht,Wotan Wilke Möhring ve Ken Duken ait.Yönetmen koltuğunda ise Phillip Kadelbach'ı görüyoruz.
PARFÜM KONUSU NEDİR?
Dizi bir şarkıcının evinde vahşi bir cinayete kurban gitmiş bir halde bulunmasıyla başlıyor.Kadının koku bezlerinin bulunduğu bölgeler kesilerek alınmıştır.Polis müfettişi ve aynı zamanda profil uzmanı olan kadın dedektif elde ettiği ipuçlarından yola çıkar ve bu ipuçları onu yakınlarda bulunan bir yatılı okulda okumuş 5 arkadaşa götürür.Ardı ardına işlenen aynı türden cinayetlerle beraber bu beş arkadaşın çocukluklarından kalma gizemli geçmişleri olayı araştıran dedektifi katili bulma yolunda epey zorlayacaktır.
PARFÜM İNCELEME
Ülkemizde de yayınlanan ve Patrick Suskind'in romanından uyarlanan "Parfüm bir katilin hikayesi" filminden uyarlanan bir dizi olarak lanse edilse de birebir uyarlamadan bahsedilemez.Temel hikaye olan vazgeçilmez bir ten kokusuna sahip olma arzusuyla işlenen cinayetler dışında sorunlu çocukluk yıllarının sonucu olarak cinayet şüphelisi olarak değerlendirilen beş arkadaşın hikayesi dizinin yan hikayesi olarak göze çarpıyor.Ayrıca olayı araştıran profil uzmanı dedektifin koku duyusunun olmaması ve aşk hayatındaki gelgitler dizinin finalinde şaşırtıcı bir sonla bitmesine katkı sunmuş.Bence dizinin en büyük özelliği başarılı bir Alman yapımı olan The Dark'ı izlerken yarattığı bitmek bilmeyen dram ve gizem dakikalarının aynısına sahip olması.Gerilim,gizem ve dram bir an olsun peşinizi bırakmıyor ve bunu yaparken ölçüye çok dikkat edilmiş.İnsanlar koku ile manipüle edilir mi?Kısacası bu türün hayranları için biçilmiş bir kaftan.