Articles by "belgesel dizi"
belgesel dizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Charles Manson ve seks,uyuşturucu,suç ve cinayetler üzerine kurulu tarikatı bir dönem Amerikan Dünya kamuoyunu çok fazla meşgul etmişti.2017 yılında cezaevinde ölen Charles Manson ve "Helter Skelter" adlı tarikatıyla ilgili bir çok film yapıldı ve kitap yazıldı.Onu en son Mindhunter adlı televizyon dizisinin 2.sezonunda izledik.Seri katil profillendirme uzmanı dedektif ortağıyla beraber kendisini cezaevinde ziyaret ettiği sahneler hafızalarımıza kazınmıştı.Şimdi ise Epix dijital platformu Bu ünlü seri katil ile ilgili (aslında hiç bir cinayeti yoktur) 6 bölümlük belgesel diziyi yayına hazırlıyor.
Helter Skelter Yayın Tarihi
Dizi prömiyerini 24 Haziran olarak planladı.Ünlü yönetmen Roman Polanski ile evli ünlü oyuncu Sharon Tate'in (8.5 aylık hamile idi) Charles Manson'un 4 müridi tarafından öldürülmesinden tam 51 yıl geçti.Belgesel dizi mahkeme görüntüleri ve eski müridlerinden oluşan daha önce hiç yayınlanmamış röportajlardan oluşacak.Ancak İnsan'ın aklına Charles Manson ve müridleriyle ilgili yayınlanmamış daha ne kaldı ki diye düşünüyor.Anlaşılan yapımcılar bu suç tarikatı ve liderlerlerinden ekmek yemeye devam edecekler.
Helter Skelter Nasıl Bir Dizi Olacak
Vincent Bugliosi ve Curt Gentry yazdığı "Helter Skelter" adlı kitaptan yola çıkılarak hazırlanacak olan belgesel dizi sadece tüyler ürperten cinayetleri değil,İnsan katil mi doğar yoksa katil haline getirilir mi sorusuna cevap bulmaya çalışacak.Bunun dışında Charles Manson'un mahkeme sürecinde nasıl bir medya maymunu haline geldiği de gözler önüne serilecek.Yeni bir şeyler izleyecekmiyiz şüpheliyim.Ancak Netflix'in hazır yine bir suç gerilim belgesel dizisi olan "Tiger King'e" 2.sezon onayı verdiği şu günlerde iyi bir rakip olabilir diye bir şans vermekte fayda var.


Bir katilin ifadeleri Ted Bundy tapeleri nasıl bir belgeseldir? Konusu nedir? Ted Bundy kimdir?Ted Bundy'nin hayatı ve işlediği cinayetler.
Netflix başarılı ve çok izlenen film ve dizilerin yanı sıra bir çok belgesel ile adından söz ettirmeye devam ediyor.Otobiyografiler,yemek sanatı,hayvanlar alemi,krıminal olaylar ve daha buna benzer bir çok belgeseli bölümler halinde bizlere sunmakta.Bu aralar dizileri bir kenara atıp Netflix belgesellerine izlemeye alan birisi olarak beğendiğim bir yapımı sizlere yazmak istedim.Seri katil belgeselleri meraklıları için ideal bir belgesel dizi.Conversation with a killer the Ted Bundy tapes.
1970'lerin en ünlü,en vahşi,en karizmatik görünen seri katili Ted Bundy'nin kendi sesinden kendisini dinleyeceksiniz.4 bölüm halinde hazırlan mini belgesel dizinin her bölümü yaklaşık 50-55 dakika.Yaratıcı ve yönetmenliği Joe Berlinger'e ait.
BİR KATİLİN İFADELERİ TED BUNDY TAPELERİ KONUSU

Konu olarak bir seri katilin hayatı,yaşadıkları ve cinayetlerini ayrıntılı anlatmıyor,onu baştan belirtmekte fayda var.Belgeselin isminden de anlaşılacağı üzere zamanında Ted Bundy'le bir gazetecinin seri röportajlarının kayda alınması söz konusu.Bu kayıtlardan yola çıkılarak hazırlanan bir belgesel.Benim izleme sebebim "Bu adam canlı canlı neler anlatıyor" merakıydı açıkçası.Başta hayal kırıklığına uğradım çünkü hiç bir şey anlatmıyor.Basmakalıp ifadeler,suçsuz olduğunu söylediği kısımlar vs.Görüşmeleri kayda alan gazeteci de bundan şikayet ediyor.Hatta bu iş artık sıkmaya başladı gibi de bir ifadesi var.Fakat gazeteci buna da bir çözüm buluyor ve Ted'e bir teklifte bulunuyor.Olan biteni kendi ağzından değil de 3.bir şahsın ağzından anlatmasını istiyor ve Ted'de bunu kabul ediyor.
TED BUNDY KİMDİR?

Asıl adı Theodore Robert Cowell.Cowell soy ismi Annesinin genç kızlığına ait.Gayrimeşru bir evlat.Kimilerine göre gerçek babası bir denizci kimilerine göre ise sabıkalı sapkın Dedesi kendi kızına sahip olmuş ve bu ilişkiden Ted doğmuş.24 Kasım 1946 Burlington Vermont doğumlu.Gayrimeşru bir çocuğa hamile kalan Anne Lousie Cowell utancından evi terkedip bir kadın sığınma evine yerleşir.Vermont'taki bu sığınma evinde doğum yapan Anne daha sonra memleketine ailesinin yanına geri döner.Ted Bundy Annesini büyük ablası olarak bilir.Ted'in hayatı büyük bir yalanla başlamış olur.
Çocukluğunda kuzeniyle ettiği bir kavganın sonucunda kuzeni kendisine "PİÇ" ifadesini kullanır ve doğum belgesini bir fotokopisini kendisine gösterir.Bu ilk görüş.İkinci görüş ise Ted doğum belgesine tesadüfen ulaşmış ve yıllar sonra gerçeği tek başına araştırıp öğrenmiş.Kendisinden saklanan bu gerçekten ötürü Annesini hiç bir zaman affetmemiştir.
Bir manipülasyon ustası olan Ted Bundy Dedesinden sevgi dolu bahseder.Disiplinli ve otoriter olduğunu ifade eder.Ancak gerçekte diğer aile üyelerinin ifadesine göre Dedesi şiddet yanlısı bir zorbaydı.İtalyan'lara Yahudi'lere,Katolik'lere ve Zenci'lere büyük bir nefret beslerdi.Anneannesi ise utangaç çekingen ve depresif bir tipti.Ölümüne yakın akıl hastahanesine gönderilmişti.Ve Halası Julia Cowell elinde bıçak evin içinde söylene söylene dolaşan normal davranışlar sergilemeyen bir karakter.Çocukluğu böyle bir ortamda geçen Ted'in Bundy soy ismi ise Annesinin ikinci evliliğini yaptığı Johnnie Culpepper Bundy'den gelir.
Gençliğinde ise Ted utangaç,çekingen,içine kapalı bir kişilik sergiler."İnsanların mutlaka arkadaş edinme isteğini bir türlü anlayamıyorum" der Bundy.Hor görülen,itilen,kakılan,dalga geçilen bir tipti.Ancak lisede 136 IQ'ya sahip bir öğrenciydi.Alkolü fazla kaçırdığında ise sağda solda "Acaba pencereni önünde soyunan bir Kadın görürmüyüm" umuduyla evleri gözetlerdi.Ergenliği atlatan Ted Bundy bambaşka bir kimliğe bürünür.Giyimine özen gösterir.Utangaç,çekingen Ted gitmiş yerine özgüveni yüksek bir Ted'le karşı karşıyayız artık.Kayağa merak salar.Görüntü budur ama gerçekte hiç bir kızla yakın bir ilişkiye girememiştir.Üstelik kayak takımlarını da çalmıştır.Araba da çalar.Ted artık yavaş yavaş suça bulaşmaya başlamıştır.
Washington üniversitesini kazanır,psikoloji okur.Aynı zamanda part time bir lokantada çalışır.Sık sık iş değiştirir.Derslerinde başarılı olan Ted üniversitede hayatının aşkıyla tanışır.
Stephanie Brooks entellektüel,çekici ve zengin bir ailenin üyesiydi.Ted Stephanie'ye tutulmuştu.
Fakat Stephanie aynı duygulara sahip değildi.Onunki biraz vakit geçirme ve gönül eğlendirmeydi.
Zamanla bu beraberlik sekteye uğrar.Yollar ayrılır.Ted Bundy bundan çok etkilenir.
Gel zaman git zaman Ted Bundy politikaya ilgi duymaya başladı.Richard Nixon'a karşı Nelson Rockefeller'i destekledi ve gönüllü olarak kampanyasında çalışmaya başladı.
Yarım kalan öğrenimini tamamladı.Partinin vermiş olduğu görevlerde yer aldı.1969-72 yılları arasında Ted Buny hayatını düzene sokmaya başladı.Yeni bir sevgili edindi.Elizabet Kloepfer.Elizabeth Ted Bundy'e hayrandı,aşıktı.Fakat aynı duygulara Ted sahip değildi.Stephanie'yi hala unutamamıştı.Aşkına karşılık bulamayan Stephanie Ted'le yollarını ayırdı.Ted Bundy politikacılarla yakın ilişkiler kurdu.Psikiyatri kliniği için gönüllü olarak çalıştı.Hukuk fakültesine tekrar giriş için çabaladı.Stephanie'yle tekrar karşılaştı ve bir dönem tekrar beraber oldular.
1973 yılına gelindiğinde ise Ted ilk cinayetini işledi.
TED BUNDY VE CİNAYETLERİ

Bir kere Amerikanın ilk seri katili diye okursanız sağda solda inanmayın yok öyle bir şey.Ted Bundy'den önceleride vardı.İlk cinayeti ile ilgili kesin bir bilgi yok.Kendi söylemi her şeyin 1973 yılında başladığıdır.Hedefinde hep genç ve güzel kadınlar vardı.Beyaz tenli,uzunboylu,alımlı.Çoğu Üniversite öğrencisi.Lynda Ann Healy kayıtlara ilk cinayeti olarak geçer.Karen Sparks'ı uykusunda demir bir çubukla bayıltır.Vucudunun çeşitli bölgelerinde kırıklar vardır.Vajinasına jinekologların kullandığı bir aparat sokmuştur.10 gün komanın ardından ölür.
Ted Bundy'nin öldürmek için seçtiği kadınlara yaklaşımı standarttı.Arabası bozulmuştur yardım ister,havadan sudan muhabbet eder bir yerlere davet eder,sahte polis kimliğini gösterip karakola bir olaydan ötürü ifade vermesi gerektiğini söyler,arabam bozuldu yardım edermisiniz.Görgü tanıklarının ifadesine göre kolunda alçı vardır ya da kalın kitaplar.Silah olarak kullanır.Bir diğer kurban Donna Manson üniversite kampüsüne giderken yolda kaçırır.Susan Elaine Rancourt arkadaşlarıyla sinemaya gitmek için sözleşmiştir fakat buluşma yerine gelememiştir.Yine görgü tanıkları bir adamın Susan Elaine Rancourt'tan kitaplarını arabaya kadar taşıması için yardım istedğini anlatır.Roberta Parks,Brenda Ball cinayetleri yine aynı şekilde birden bire ortadan kaybolmuşlardır.Bu cinayetlerde Ted Bundy ilk atağını kolundaki alçıyla yapmıştır.Georgann Hawkins cinayetinde yine aynı senaryo.Kolu alçıda bir adam ve kurbandan eşyalarını arabaya kadar taşıması için yardım istemesi.
Kurbanlarının cesetleri ya bulunamamıştır ya da ormanlık alanda parçalanmış bir vaziyettedir.Gömmek ihtiyacı duymuyor.Kendi ifadesine göre "Hayvanlar benim için zaten hallediyor" olur.Peki bu cinayetlerden sonra polisin elinde şimdiye kadar ne vardır.
-VW marka kaplumbağa araba
-Genç uzun boylu kumral bir adam
-Kolu alçılı
-Geceleri ortaya çıkıyordu.
-Kaçırılmalar hep Üniversitelerin sınav haftaları gerçekleşiyordu.
1974'ün Haziranından sonra Ted Bundy taktik değiştirir.Güpegündüz herkesin ortasında,kalabalıkta kaçırılma olaylarıyla karşılaşılır.Umursamaz,rahat bir tavır sergilemeye başlamıştır.Cinayetlerin,kaçırılmaların ardı arkası kesilmez.1975 yılına kadar.
TED BUNDY'NİN TUTUKLANMASI

16 Ağustos 1976 yılında Salt Lake County'de trafik polisi geceyarısı devriyesinde VW marka bir arabanın farları sönük halde seyir halinde olduğunu görür.Şüphelenir ve durdurur.Ancak şoför kaçmaya çalışır.Bu kaçış uzun sürmez ve yakalanır.Plaka sahtedir.Aramada arabanın içinde kelepçe,ip,kar maskesi,levye bulunur.Ted Bundy tutuklanır.Ted Bundy'nin başı derttedir,çünkü daha önce kaçıp elinden kurtulan bir kurban arabada bulunan malzemelerden bahsetmiş ve Ted Bundy'nin eşgalini tam olarak vermişti.Dedektifler araştırmalarını tamamlar ve Ted Bundy'i alıkoyma ve cinayetle suçlar.
TED BUNDY MAHKEME SÜRECİ VE KAÇIŞ

7 Temmuz 1977'ye gelindiğinde artık mahkeme önünde hesap verme vaktidir.Kısa süren hukuk fakültesi macerasından ilham alarak Ted Bundy avukatlarını ikinci plana atar ve kendi kebdini savunmaya yoluna gider.Teknik olarak bunda bir sorun yoktu.Deliller ve görgü tanıklarıyla beraber artık kaçışı yoktur.Mahkeme binasındaki bir odada avukatlarıyla davayla ilgili savunmasına hazırlandığı bir günde kaşla göz arasında odanın camından dışarı atlar ve kaçmayı başarırır.6 gün boyunca dağlarda taşlarda polisten kaçar.Ancak daha fazla dayanamaz ve gelir teslim olur.Yargılanır ve hüküm giyer.
TED BUNDY HAPİSTEN KAÇIŞ

Ted Bundy ölüm cezasına çarptırılır ve hücreye konur.Bol bol kitap okur.Bu arada başka suçlardan dolayı mahkemesi devam ederken kayıtsız şartsız suçlarının hepsini inkar eder.Suçunu itiraf edip mahkemeyle anlaşma yoluna da gitmez.Bir sabah gardiyan hücre deliğinden kahvaltısını bırakır.Bir süre sonra kahvaltısının alınmadığını fark eden gardiyan hücreye girip baktığında Ted Bundy'nin yerinde yeller estiğini görür.Tavandaki hava boşluğuna kitapları üst üste koyarak ulaşmış ve gardiyan kıyafetleri kullanarak kaçmayı başarmıştır.Artık ölüm makinesi seri katil özgürdür.Hiç boş durmaz.Bir yurda girerek iki genç kızı hunharca katleder.Cenazeler tanınmaz haldedir.Bitmedi.Yurttan çıkar çıkmaz bu sefer bir eve dalar yine 2 genç kadının ölümüne sebep olur.Adeta cinayete susamıştır.
TED BUNDY "BİR SERİ KATİLİN SONU"

Çok geçmeden tekrar yakalanan Ted Bundy idamlık bir mahkum sınıfında,dışarıdaki sevgilisi marifetiyle uyuşturucu müptelası olur.Artık idamın onaylanmasını beklemektedir.Avukatları son bir hamle yapar ve akıl sağlığı yerinde değil raporu alır.Ted Bundy'e manik depresif teşhisi koyulsa da idam günü yaklaşmaktadır.İşlediği cinayetleri tek tek itiraf etmesi infazın ertelenme çabasına  yöneliktir.Kamuoyu baskısı da cabası.İdamın yapılacağı Florida eyalet hapishanesinin önü Ana Baba günüdür.Pankartlar taşıyan genç yaşlı İnsanlar intikam sloganları atmaktadırlar.24 Ocak 1989 yılında sat 7:16'da infaz gerçekleşmiş ve Ted Bundy ölmüstür artık.
TED BUNDY İLE İLGİLİ İLGİNÇ NOTLAR
-Cezaevindeyken bir görüş gününde sevgilisiyle cinsel ilişkiye girmiş ve bir çocuğu olmuştur.
-Mahkeme sürecinde izleyiciler arasında genç ve güzel kadınlar olduğu dikkatlerden kaçmamıştır.
-Genç kadınlardan kurulu bir hayran kitlesi oluşturmuştur.
-"Cesedimi yakın ve küllerimi bir göle savurun" der.Bahis konusu gölün sırtlarındaki ormanlık alanda tecavüz ettiği ve öldürdüğü kadın cesetleri bulunur.
-Farklı kişiliklere bürünmek ve öyle davranmak en dikkat çeken özelliklerden biriydi.Manipülasyon ustasıydı.
-Öldürüp tecavüz ettiği kadın sayısı belli değil.Ancak belgesel dizinin sonunda kendi ağzından bir sayı veriyor ama yaklaşık olarak.
-İdamından hemen önce yapılan ses kaydında suçunu itiraf ediyor mu? Onu da izlediğinizde öğrenirsiniz.KEYİFLİ SEYİRLER...

Killer Raiting's nedir? Nasıl bir belgesel dizidir? Konusu nedir? Nelerden bahsetmektedir? Nereden izleyebilirim?
Killer Raitings 31 Mayıs tarihi itibariyle Netflix dijital platformunda yayına girdi ve yorumlardan yola çıkarak çokca beğenildiğini söyleyebilirim.Brezilya'nın Bandidos Na tv ve Netflix ortak yapımı dizi 2000 yıllarda Brezilya'nın Amazonas eyaletinin Manaus şehrinde yaşananları konu alıyor.Televizyon yapımcısı ve sunucusu Wallace Souza'nın hayatının bir dönemine göz atmış belgesel yapımda yaşananlara tanık olduğunuzda hayrete düşeceksiniz.Belgesel dizi şu anda hali hazırda internette 7 bölümüyle izlenebiliyor. Gelelim konusuna...
KİLLER RAİTİNG KONUSU
Yer Brezilya'nın Amazonas eyaletinin Manaus şehri.Şehir tam anlamıyla uyuşturucu çetelerinin eline geçmiş durumda.Şehirde suç kol geziyor.Bölgeler çeteler tarafından paylaşılmış durumda.Cinayet artık şehrin rutini haline gelmiş.Wallace Souza polislikten ayrılıp televizyon programcılığına merak sarmış ve şehirde oluşan bu suç dalgasıyla ilgili Canal Livre adlı bir program yapmaya karar verir.Amacı suçluları ifşa etmek,suç mağduru ailelere yardım etmek ve bu işlenen suçlara karşı toplumda ve poliste farkındalık yaratmak.Yanına bir kameraman alıp,eski polis avantajını da kullanarak polisle beraber baskınlara katılır aktüel görüntüler çeker,henüz işlenmiş cinayetlerin görüntülerini çekerek programında yayınlar.Program kısa zamanda ses getirir,hatırı sayılır raitinglere ulaşır.İş o kadar fazladır ki yeni muhabirler yeni kameramanlar işe alınır program büyüdükçe büyür.Bununla da yetinmez mağdur ailelere para yardımında bulunur,bedensel engellilere tekerlekli sandalye temin eder,gençlere okuma bursu verir,suçluların yakalanmasında polise yardımcı olur.Bi nevi Brezilya'lıların Müge Anlı'sı olur.Reklamlar,sponsorluklar,programında çeşitli dans gösterileri, parodiler,eğlence,hüzün,dram hepsi bir arada.Wallace Souza büyük bir saygınlığa ve sevgiye haiz olduktan sonra devamını getirir,eyalet milletvekilliğine adaylığını koyar.Tarihin en büyük oy sayısına ulaşır ve Milletvekili seçilir hemde üç dönem.Zamanında erkek kardeşini de uyuşturucu illetinden kaybetmenin vermiş olduğu motivasyonla Meclis'de suç ve suçlulara karşı mücadelesini sürdürür.Tabii program sunuculuğuna da aynı anda devam eder.Günlerden bir gün polis merkezine isimsiz bir ihbar gelir.İhbar uyuşturucu ticareti yapan Moa adlı çete liderinin konumuyla ilgilidir.Polis verilen adrese baskın yapar ve çete liderini kıskıvrak yakalar.İlk ifadesinde Moa hayatının artık tehlikede olduğunu ve gerekli koruma sağlanırsa çete ile ilgili çok önemli bilgiler verebileceğini hatta asıl patronun kim olduğunu anlatacağını söyler.Polis teklifi kabul eder.Moa en büyük patronun aslında WALLACE SOUZA olduğunu ve tüm işlenen cinayetlerin Canal livre adlı programda raitingleri yükseltme amacıyla yapıldığını söyler.Öyle ya işlenen her cinayete ilk olarak Canal Livre muhabirleri ulaşıyordu.Hatta polisden bile önce.Bu bir tesadüfmüydü...
KİLLER RAİTİNGS İNCELEME
Yukarıda okuduğunuz belgesel dizinin konusu 1.bölüme aittir.Asıl her şey Moa'nın ilk ifadesinden sonra başlıyor.Dizinin dili Portekizce.Sık sık gerçek görüntüler eşliğinde olaya muhatap kişilerle birebir yapılan görüşmeler çok akıcı bir şekilde ilerliyor.Tamamen objektif davranılarak her iki tarafa da yer verilmiş ve dinlenmiş.Hiç bir yorum katılmamış.Olay süresince basın-polis teşkilatı ilişkisi gözler önüne serilmiş.Yılan hikayesine dönen tuhaf,içinde kirli siyasetinde olduğu,çok kapsamlı bir bakış açısıyla ortaya çıkan sürükleyici bir belgesel-dizi olmuş.

Gerçekten bir İnsan izlenme oranı yükselsin diye uyuşturucu çeteleriyle iş birliği yapıp cinayetler işletebilir mi? Yoksa Wallace Souza olayı tamamen bir siyasal komplo mu? Buna izledikten sonra siz karar vereceksiniz.Ben kararımı verdim...

Bir Garip Soygun
Netflix belgesel dizi incelerimiz devam ediyor.Dizi yapımların dışında Netflix belgesellerle de atağa geçmiş görünüyor.Bir çok konuda kendi zevkinize göre belgeseller bulabiliyorsunuz.Wild Wild Country,Hitler's Circle Of Evil ve Wormwood inceleme yazılarımdan sonra sıra Evil Genius adlı kriminal belgesele geldi sıra.Yeni sayılabilecek bir belgesel.Yapım yılı mayıs 2018.4 bölümden oluşan,her bölümü ortalama 50-55 dakika.

EVİL GENİUS NE İZLEYECEĞİM?
Krıminal bir olaydan yola çıkarak hazırlanmış belgesel bir yapım.Önce kısa konusundan bahsedip,diğer alt başlıkta değerlendirmelerimi yapmak istiyorum.Başrol kurbanımız(bombacı pizzacı) bir gün boynunda boyunluk,göğsünde bir bomba düzeneği,elinde baston görünümlü bir silahla soygun yapmak üzere bir banka şubesine girer.Gayet rahat,soğukkanlı,önündeki müşteriyi de beklerken bankodaki şekerlerden tadar.Sırası gelince de elindeki soygun ile ilgili notu görevliye verir ve soygunu gerçekleştirir.Planlandığından daha az miktar parayla dışarıya çıkar,arabasına biner ve çok fazla uzaklaşmadan polis tarafından kıskıvrak yakalanır,kelepçelenir,yere diz çöktürülür.Buraya kadar boynundaki bomba dışında her şey basit bir soygun olarak değerlendirilir.Yerde diz çöker vaziyetteki adam boynunda zaman ayarlı bir bomba olduğunu,elindeki talimat notunu takip etmesi gerektiğini,aksi takdirde bombanın patlayacağını polise söyler.Talimatların kalan kısmını takip edip anahtara ulaşması gerektiğini polise bildirse de polis bunu dikkate almaz.Polis yaklaşır makas ile gömleğinin bir kısmını keser ve kurbanın göğüs kısmında gerçek bir bombanın olduğunu fark keder.Bomba imha ekiplerine haber verir.Tam o sırada bombadan bir uyarı sesi gelir.Uyarı sesi sık sık kendisini tekrarladıktan sonra ekipler gelmeden hemen önce bomba infilak eder ve kurban oracıkta can verir.Polis günlerce kanıt toplayıp olayı çözemez.Bir gün polis merkezine bir telefon gelir.Telefon'un diğer ucundaki adam garajdaki dondurucuda bir ceset olduğunu,katilin ise sevgilisi olduğunu ihbar eder.Bundan sonra işler tam anlamıyla Arapsaçına dönecektir.

EVİL GENİUS DEĞERLENDİRME
Özellikle yurtdışında kriminal temalı diziler çok revaçta.Ülkemizde de bunun başarılı örnekleri mevcut.En beğendiğiniz kriminal dizilere taş çıkartacak derecede karimaşık bir olayla karşı karşıyayız.Gerçek bir olaydan yola çıkılarak hazırlanmış belgeselde polisin kanıtlardan katile ya da katillere ulaşma çabası heyecan dozunu durmadan yükseltiyor.Polisi manipüle etme çabaları ilk göze çarpan olgu olarak karşımıza çıkıyor.Ayrıca bir insanın hayatta edindiği kötü tecrübeler vasıtasıyla adeta bir şeytana dönüştüğü anlar çok derin bir şekilde anlatılmış.Sürprizlerle dolu bir gerilim filminden pek de bir farkı yok diyebilirim.Şüphelilerden kötülük dehası Marjorie'nin hayatı insanı fazlasıyla etkiliyor.Diziyi bir çok dizi film sitelerinden bulabilirsiniz.Bir sonraki yazım yine bir belgesel-dizi CAPTİVE üzerine olacak.Tutsakların geçirdiği zorlu günlere göz atacağız.
Keyifli Seyirler...





Başarılı bulduğum bir Netflix yapımı dizi belgeseli daha yazma ihtiyacı hissettim.2018 Amerikan yapımı bir belgesel.Şaşırtıcı başlayan,merakla devam eden ve hazin bir sonla biten 6 bölümlük belgesel dizide Bhagwan,Sheela ve Shanyasin'lerin ibret dolu  hikayesi.Kitapları halen binlerce satan,ünlü müritleri olan Osho'nun hikayesi.

WİLD WİLD COUNTRY KONUSU
Her şey 60'ların sonlarında Bhagwan Shree Rajneesh'in kendine ait bir yoga meditasyon tekniğini hayata geçirmesiyle başlar.İçinde biraz şiddet biraz seks biraz da sükunet barındıran bu tekniğe yavaş yavaş ilgi büyür.Kendisi yeni bir insan yaratma gibi bir fikre sahiptir.Hindistan'da kendine ait bir yerleşkede bir yandan müritleriyle beraber bu meditasyon tekniğini uygularken bir yandan da müritlerine Kapitalizm,Sexualizm ve spirütüalizm üzerine konuşmalar yapar, kitaplar yazar.Batının mistik doğuya yüzünü çevirdiği bu zamanlarda Avrupada'ki kalbur üstü insanlar da bu harekete iştirak eder.Sayı günden güne çoğalırken sahneye Sheela adında Bhagwan'a adeta aşık ufak tefek genç bir kız çıkar.İlerleyen zamanlarda Sheela Bhagwan'ın hayatında çok önemli bir yere sahip olur.Müritlerden toplanan bağışlar,kitap satışları hareketi maddiyat konusunda bir yere getirdikten sonra,Hindistan'daki köktendinciler Rajneesh hareketinden rahatsız olurlar ve Bhagwan bir saldırı olayıyla karşılaşır.Bundan sonra Sheela marifetiyle hareketin Amerika Oregon safhasına geçilir.Oregon eyaletinde devasa bir çiftlik satın alınır.Artık hareket için yeni bir dönem başlamıştır.Ta ki çiftlik yakınlarındaki kasaba sakinlerinden birinin çiftlik çöplüğünde bulduğu hareketin toplantı tutanaklarını tesadüfen ele geçirip savcılığa teslim etmesine kadar.İçinde biyo-terörizmin,gizli geçitlerin,telefon dinlemelerinin ve bir çok hayret verici olaylar açığa çıkmaya başlar.Aslında konunun devamı ile ilgili yazılacak çok şey var ama devamını siz izleyin derim.

WİLD WİLD COUNTRY İNCELEME
Tanrı'yı arayan,depresyonda olan,varlıklı olup hayatında yeni bir heyecan arayan müritlerin fazlalığı en dikkat çekici mürit tipi olarak karşımıza çıkıyor.Dizi belgesel,müritlerinin bir insanı nasıl tanrılaştırdığını,nasıl adeta tapar derece de davranıldığını,o günlerde filme çekilerek gerçek görüntüler eşliğinde bize sunuyor.Harekete yakın müritler yaşadıkları olayları kendi ağızlarından akıcı bir şekilde anlatıyorlar.Hiç sıkılmadan merakla izleyebiliyorsunuz.Amerikan hükumetinin başlarda harekete müdahale etmekte geç kalması,çiftliğin yakınındaki kasaba sakinlerinin bu hareketten rahatsız olup kendi başlarına mücadele etmesi çok güzel işlenmiş.Her iki tarafında söyleyecekleri yansız bir şekilde aktarılmış.Hukuki boşluklardan yararlanıp hareketin büyümesi,işlediği suçlar,müritleri kontrol altında tutma teknikleri insanı hayrete düşürecek cinsten.
Bir dolandırıcı şarlatanın kısa süren şatafat içerisindeki serüvenine şahit olacaksınız.
Belgesel izlemeye niyetiniz varsa ve arayış içerisindeyseniz hemen başlayın derim.Zira soluksuz izleyip keyif alacağınız türden.Adeta film tadında diyebilirim.
Keyifli Seyirler...



Bugün dizi yazılarına ara vererek yine Netflix yapımı bir belgesel hakkında bilgi ve değerlendirmelerimi yapmak istedim.Benim özel ilgi alanlarımdan birisi olan 2.Dünya savaşı ve Hitler'in yükselişi,politikaları,ruh hali ve tabii ki savaş suçları her zaman dikkatimi çekmiştir.Bir Netflix dizi belgeseli olan Hitler's Circle Of Evil toplamda 10 bölümden oluşan her bölümü 50-55 dakika  olan dizi bir İngiliz yapımı.İngiliz tarihçiler ve yazarların incelemeleri sonucunda ortaya çıkan bu dizi belgesel aynı zamanda tarihin başrol oyuncularının günlükleri,biyografilerinden de de istifade edilmiş.Yazımıza dizinin her bölümünde başında duyacağımız kısa bir cümleyle başlayalım.
Bu Hitler'in yandaşlarının yani kıskançlığın güç mücadelelerin ve bir canavar yaratan Nazi Almanya'sının en acımasız zulümlerini tetikleyen yaltakçı dalkavukların hikayesi.

NE İZLEYECEĞİM
Çoğumuz  Hitlerin ne kadar acımasız bir lider olduğunu çeşitli filmlerden,kitaplardan,belgesellerden biliriz.Peki ya beyin takımı.Bunların tüm olanlarda dahli nedir?Hitler ve beyin takımının bu denli sistematik bir soykırıma iten neydi?En büyük motivasyonlarını nereden alıyorlardı?Belgesel bize bunları en başından başlayarak safha safha anlatıyor.Her şey varlıklı bir oyun yazarı olan Dietrich Echard'ın mitolojiden,ırkçılıktan ilham alarak birinci dünya savaşından sonra itibarı,gücü ve onuru elinden alınmış Almanya'nın bir kurtarıcıya ihtiyacı olduğu düşüncesiyle başlar.Kısa zamanda da onu bulur.Son derece iyi bir hatip olan Adolf Hitler'de kendisiyle aynı görüşleri paylaşmaktadır.Thule cemiyeti denen Alman aristokratların kurmuş oluğu ve ari insan ırkı kavramına inanan bu cemiyetin fikirleri hem Hitler'i hemde Echart'ı etkilemiştir.Bundan yola çıkılarak Nasyonel Sosyalist parti kurulur ve zamanla yeni katılımlarla sayılarını çoğaltırlar.Ardından da zamanla beyin takımı da oluşmaya başlar.Burada en çok dikkat çeken başta kaba saba sadece iyi bir hatip olma özelliğinden başka özelliği olmayan Hitler'in oluşan beyin takımının kendisini fikir bombardımanına tutmuş olmaları.Alman savaş kahramanı Mavi Max ünvanına sahip Göhring,propaganda üstadı Joseph Goebels,Hitler'e aşık eski asker Rudolph Hess ve sosyopat asker özentisi Heinrich Himmler.Bu beyin takımının en büyük motivasyonları 1.Dünya savaşından sonra Almanya'nın onurunun çiğnendiği,ihanete uğradığını(Alman kralı tarafından) ve ekonomik zayıflığın sebebinin ülkede yaşayan yahudilere ait olduğudur.Bundan sonra dizi belgeselde nasıl bir canavar yaratıldığına şahit olurken beyin takımının kendi arasında liderlerine yaranmak,yaltaklanmak ve bu sayede ikinci adam olma çabasını izleyeceksiniz.Zamanla yeni başrol oyuncuları da bu güç mücadelesine dahil olduğunu göreceksiniz.Tek bir amaçları vardır.Führer'in isteklerini yerine getirerek onun gözünde ikinci adam hatta Führer'leri öldükten sonra partinin başına geçmektir.

HİTLER'S CİRCLE OF EVİL İNCELEME
Her bölümden sonra bir sonraki bölümü merak ettiren bir dizi belgesel.En çok propaganda üstadı Goebels'in günlüklerinden faydalanılmış.İngiliz tarihçi ve yazarların çalışmaları dışında kendi tahminlerinide katmış olmaları insanda biraz yanlı düşünmüşler fikrini uyandırmıyor değil.Adolf Hitler' bakış açınızı biraz da olsa değiştirebilir çünkü sonuçta tüm bu yapılanların sebebi Hitler olarak biliyoruz.Beyin takımı durumdan vazife çıkarmak gibi bir misyon da üstlenmişler.Gerçek savaş ve sosyal yaşam görüntülerinin kullanılmış olması dizi belgesele ayrı bir özellik katmış.Gücü eline geçirdikten sonra bir hayal dünyası içinde kimi zaman dahiyane fikirleri kimi zaman ise aptalca hamlelere şahit olacaksınız.Dizi belgesel savaşın insanlar üzerindeki acımasız yüzünü çok derin bir şekilde ortaya koymuş.
Belgesel severlerin için biçilmiş kaftan diyebilirim.Bir çok Hitler belgeseli ve filmi izlemiş olanların yeni bilgiler bulacağı bir belgesel olmuş.
Keyifli seyirler...