Kült film nedir? Hangi filmlere kült filmler diyebiliriz.Türk sinemasının kült filmleri nelerdir?En kült filmler hangileridir?Kült film denildiğinde bu ne anlama gelir.Bir yazılı yayın veya görsel yayını zaman zaman anlatırken kült diye tanımlamaktayız.Aslında kült kelimesinin çok net bir tanımı yok Latince "cultus" kelimesinde türemiştir.Gelelim filmlere.Zaten genelde "KÜLT" kelimesi filmler için kullanılır.Peki kült film nedir? Kült film ilk çıktığı dönemde az kişi tarafından izlenmiş,büyük reklamı yapılmamış,zamanla kulaktan kulağa yayılarak popülaritesi artmış,zaman geçtikçe bu kemik izleyicisini genişletebilmiş filmlerdir.Bir film kült olması için çekilmez,kült film olma ümidiyle çekilir.Bu tanımdan yola çıkarak yayınlandığında döneminde az ilgi görmüş fakat zamanla popülaritesini arttırmış sanat eseri niteliğindeki filmleri sizler için sıraladım.
Sevmek Zamanı 1965
Yönetmenliğini Metin Erksan'ın yaptığı film baştan aşağı siyah beyaz melankolik sahnelerin olduğu dram,romantik türünde bir film.Türk sinemasının en önemli bir kaç filminden biri olan sevmek zamanının başrollerinde sinema ve tiyatronun büyük üstadı Müşfik Kenter'i görüyoruz.Ona Sema Özcan ve Fadıl Garan eşlik ediyor.
Sevmak Zamanı bildiğimiz tanıdığımız klasik aşk filmlerinden farklı bir üslupla,konusunda Doğu kültüründe sıkça rastlanan "Surete Aşık Olma" halini barındırıyor.İnce ince işlenmiş diyaloglara sahip film yağmurlu bir ada gününde başlar.
Halil boyacıdır ve evini boyadığı ailenin kızının duvarda asılı resmine aşıktır.Yağmurlu bir ada gününde Meral'in aniden eve gelmesiyle Halil'in bu sırrı açığa çıkar.Meral başlarda bu duruma çok şaşırır ancak zamanla o da Halil'e karşı bir şeyler hissetmeye başlar.Halil "Onu değil,Meral'in resmini seviyordur"
Tarkan Serisi 1969
Aslında Tarkan film serisi "kült" film tanımına ne kadar uygun ona siz karar verin.Sonuçta yayınlandığı dönemde çok izlenmiş ve devam serileri çekilmiş bir film serisi.Tarkan film serisini kült yapan en önemli faktör filmin içindeki fantastik karakterler.Örn: Dev Ahtapot,büyücü Gosha,dev adam Orso,Kulke v.b.70'li yılların en başarılı ve en ünlü film şirketi Arzu Film tarafından beyazperdeye aktarılan filmin yönetmenleri Mehmet Aslan ve Tunç Başaran'dır.Başrollerinde aynı zamanda başarılı bir yönetmende olan Kartal Tibet,Eva Bender,Bilal İnci'nin olduğu film Türk sinemasının tarihi fantastik film serisidir.
Serideki filmler ise şunlardır,Tarkan (1969),Tarkan Gümüş Eğer (1970) ,Tarkan Viking Kanı (1971) Takan Altın Madalyon (1972) ,Tarkan Güçlü Kahraman (1973).Sezgin Burak tarafından kurgusal Hun Savaşçısı Altar'ın oğlu Tarkan namıyla bir çizgi romandan sinemaya uyarlanmıştır.
Rüyalarımıza bile giren filmin en klasik sahnesinin (dev ahtapot) hikayesi ise şöyle.Dev ahtapot için Bayrampaşa'da bulunan bir plastik atölyesine gidilir ve burada imal edilir.Daha sonra film çekimleri için Bodrum'a taşınan maket ahtapot Bodrum kalesi çevresinde denize bırakılır.Günümüzde halen Tv'de yayınlandığında oturup izlenen Kült bir film.Filmle ilgili detaylara ünlü oyuncu Osman Cavcı'nın yazısıla buradan ulaşabilirsiniz.
Dünya'yı Kurtaran Adam 1982
Fantastik bilim kurgu türündeki film dönemin ekonomik zorlukları çerçevesinde çekilmiş bir Çetin İnanç filmidir.Başrollerinde sinemamızın yakışıklı,aksiyon adamı Malkoç oğlumuz,Battal Gazi'miz,Kara Murat'ımız Cüneyt Arkın'ın olduğu filmin yardımcı erkek oyuncusu ise Aytekin Akkaya'dır.Bence bu filmim kült olmasının sebebi yönetmenin cesaretinden kaynaklanıyor.Sinema efektlerinin o dönemde ülkemizde gelişmemiş olmasına rağmen prodüksiyonun el verdiği şekilde film çekilmiştir.Belki döneminde değil ama yurt dışında bile çekimlerde kullanılan yaratıkların görüntüsü itibariyle alay edilmiş ama sonuçta adından sıkça bahsedilerek kült film özelliğini elde etmiştir.Başarısızlığı kült film olmasını sağlamıştır.Dünya'yı Kurtaran Adam iki kahraman Türk pilotun uzaylılarla olan macerasını konu alıyor.Film aslında Yeşilçam'ı bayatlamış aşk filmlerinden kurtarma projesi olarak bile görebiliriz.O dönem ortalığı kasıp kavuran 18 milyon dolar bütçeli Holywood yapımı Star Wars filminin çakması diyebiliriz.Film 2016 yılında Ed Glaser tarafından 2K çözünürlükte restore edildi.Dünya'nın en kötü filmi Türk sinemasının tartışmasız birinci sıradaki kült filmidir.
Badi 1984
Badi 1984 yapımı bir Zafer Par filmidir.Senaryosu Barış Pirhasan ve Veysel Candari'ye ait filmim başrollerinde Pembe Mutlu,Orhan Çağman,Cengiz Sayhan,Tolga Sönmez,Serdar Sayhan'ı görüyoruz.Bilim kurgu türündeki film yine bir Holywood filminden esinlenilerek izleyiciye sunulmuş.1984 yılında gösterime giren ve bir hayli ilgi gören Holywood yapımı E.T filminin Türkiye uyarlaması.Dünya'yı Kurtaran Adam'da olduğu gibi düşük bütçeyle ve dönemin imkanlarıyla çekilmiş bir filmdir.Senaryosu Türk kültürüne uyarlanmış bu filmin görsel efektleri başlarda izleyiciye farklı gelse de zamanla bu başarısızlık bir kült film olmasını sağladı.
Film uzaylı dostumuz Badi'nin İstanbul'da bir mahalleye iniş yapması,evin oğlu Ali ve mahalledeki çocuklarla duygusal bir bağ kurmasını anlatıyor.Uzaylı dostumuz Badi E.T filmindeki uzaylı ile farklılıklar sergiler.Türk lokumu yer,kızınca arkasından duman çıkarır.Ali Badi ile beraber gizli ajanlardan kaçarken bisikletleri havalanır.Bu sahne filmin unutulmazları arasına girmiştir.
Canım Kardeşim 1973
Soğuk,kasvetli,bir gecekondu mahallesinde ağabey ve kardeşinin duygu yüklü hikayesi.Seçilen mekanlar,diyaloglar,oyuncu performansları ve en önemlisi Cahit Oben'e ait müzikleriyle tam bir başyapıt diyebiliriz.Yönetmenliğini Ertem Eğilmez'in,senaryosunu Sadık Şendil'in yazdığı Canım Kardeşim filminin başrollerinde Tarık Akan,Halit Akçatepe ve küçük oyuncu Kahraman Yavuz'u görüyoruz.Kemal Sunal,Adile Naşit ve Halit Akçatepe'nin babası Sıtkı Akçatepe ise yardımcı rollerde.Her sahnesi ağır dram yüklü film İnsan'ı izledikten sonra hüzne boğan bir yapıya sahip.
Murat hayatta hiç bir amacı olmayan,arkadaşı Halit'le zamanını geçiren işsiz güçsüz,çeşitli yollarla para kazanmaya çalışan biridir.Babası ve kardeşiyle beraber yaşayan Murat bir gün ağzında sigarasıyla uyuya kalıp çıkan dumandan zehirlenen babasının ölümünden sonra küçük kardeşi Kahraman'la bir başına kalır.Murat bu saatten sonra yokluk ve sefalet içinde kardeşine bakma görevini üstlenir.Başlarda kendisine bu yük ağır gelse de kardeşinin ölümcül bir hastalığı olduğunu öğrendikten sonra hayatını kardeşine adar.
Anayurt Oteli 1987
Anayurt Oteli bir Ömer Kavur filmi.Usta oyuncular Macit Koper'in ve Şahika Tekand'ın olduğu bu kült filme onlara yine usta oyuncu Serra Yılmaz eşlik ediyor.Bu film 1987'de katıldığı Antalya Altın Portakal Film Festivali'nden en iyi film ve en iyi yönetmen ödülüyle döndü.Ayrıca İstanbul ve Venedik film festivalleri de dahil olmak üzere bir çok ödül kazanmıştır. 1973 tarihli önemli yazarlarımızdan Yusuf Atılgan'ın romanından uyarlama bir filmdir.Film romana sadık kalınarak yazılmıştır.Tek fark roman 1960'larda film ise 80'lerde geçer.Filmdeki karanlık atmosferin sebebi ise 1980 darbesinden kaynaklanır.
Anayurt Oteli işlediği tema bakımından bir kült film haline gelmiştir.Romanda da olduğu gibi psikolojik yabancılaşma ve yalnızlık film ana temasıdır.
Zebercet görünüş olarak sıradan biridir.Bir otelin müdürlüğünü yapmaktadır.Görünenin aksine Zebercet'in içinde fırtınalar kopar,yalnız,çekingen ve takıntılıdır.Bir gün otele kadın bir müşteri gelir.Zebercet kadına vurulur ve bu kadın onun en büyük saplantısı olur.Kadın otelden ayrılırken 1 hafta sonra geri geleceğini söyler.Zebercet 1 hafta bekler,beklerken kadının kaldığı odaya müşteri almaz,her gün düzenler ama kadın geri gelmez ve Zebercet düş kırıklığına uğrar.
Raziye 1990
Senaryo yönetmen Yusuf Kurçenli.Başrollerde ise Kamuran Usluer.Yasemin Öymen ve Oğuz Tunç'u görüyoruz.Filmle ilgili bilgilerde erotik film diye geçer fakat aslı astarı yoktur.1975 yılında Melih Cevdet Anday'ın aynı adlı romanından uyarlanmıştır.Dram türünün en iyi örneklerinden biri olan bu filmin kült olma sebebi ise ülkemizde hiç tükenmeyen aydın köylü çatışmasını filmin alt metninde sergilemiş olmasıdır.Kendini,tembel üretmeyen köylüleri eğitmeye adamış aydın bir adam ile kentten gelen yeğeninin evlatlık kızıyla olan ilişkisini konu alan bu film bence yeterli değeri görmemiştir.
Aaahh Belinda 1986
Yönetmenliğini Atıf Yılmaz'ın,senaryosunu Barış Pirhasan'ın yazdığı 1986 yapımı filmin başrollerinde Macit Koper ve Müjde Ar'ı görüyoruz.1980'ler artık Yeşilçam'da komedi,politik,erotik,dram temalarından sonra toplumsal meseleler üzerine filmlerin yapıldığı yıllar.İktidarın hafızaları yönetmeye başladığı bu yıllarda Yeşilçam'da da yeni bir kimlik dönemi yaşanıyordu.70'li yıllarda Yılmaz Güney'in temelini attığı politik filmlerden 80'li yıllarda siyasi atmosferden etkilenen Atıf Yılmaz'ın toplumsal konuları işlediği filmlere.Atıf Yılmaz'ın bu yıllarda çekmiş olduğu Dul Bir Kadın (1985),Asiye Nasıl Kurtulur(1986),Kadının Adı Yok(1988) gibi filmler yönetmenin kadının var olma mücadelesini anlatan filmlerdir. Ahh Belinda da Atıf Yılmaz kadına üreten bir kimlik kazandırmış.Toplum tarafından hapsedilmiş kimliğinden çıkararak onu özgür kılmıştır.Ayrıca kadın cinselliğine yeni bir bakış sunmuştur.Filmde Müjde Ar'ı iki farklı kimlikle görüyoruz.Birincisi bilinen kadın profilinden çıkmış tiyatrocu,aykırı "SERAP" rolünden,bankada sabah 8 akşam 5 çalışıp işten sonra ise evinin kadını olmaya zorlanan "NACİYE" karakteri.Fantastik-komedi türündeki filmin kısaca konusuna gelince.
Bir tiyatro oyuncusu olan Serap günün birinde bir reklam filminde oynaması için teklif alır.Reklam filminin çekimleri sırasında Serap kendi kimliğini kaybeder.Evli ve iki çocuk Annesi olarak yaşantısına devam ederken hayatın çarkına ve sıradanlığına kapılıp gider.Etrafındaki İnsan'ları tanıyamamaktadır.Serap hayal ile gerçekler arasından savrulup durur.
Piano Piano Bacaksız 1990
Usta yönetmen Tunç Başaran imzalı Piano Piano Bacaksız komedi-dram türünde önemli ve kült olmuş filmlerimizdendir.Kemal Demirel'in 1940'lı yıllarda çocukluğunda yaşadıklarından yola çıkarak yazdığı kitap,Ümit İnal'ın tarafından senaryolaştırılmıştır.Film kalabalık oyuncu kadrosuyla dikkat çekiyor.Başrollerinde Rutkay Aziz,Meral Çetinkaya,Yalçın Güzelce ve Emin Sivas'ın olduğu film 1991 İstanbul Film Festivalinde en iyi yönetmen ödülüne layık görülmüştür.
İkinci Dünya savaşının başlarında İstanbul'da eski bir konakta sefalet içinde yaşayan İnsanlar'ın umut ve masumiyet dolu hikayesini bir çocuğun gözünden bize aktardığı film trajikomik olayların olduğu bir taşlama diyebiliriz.Her bir karakter bize adeta bir dönem tahlili sunuyor.Ağır dram yerine masumane bir hikaye sunulmuş.Filmde kullanılan kıyafetler ve konağın görüntüsü yoksulluk temasının işlenmesine çok büyük katkı sunmuş.Piano piano bacaksız dönemin sosyo-ekonomik durumuna taşlama yaparak,hafızalara yer edinen diyaloglarıyla sıcacık kült bir film.
Dokuz 2002
Yönetmen ve senarist Ümit İnal'ın neredeyse tek mekanda dijital kamerayla çektiği film kıyıda köşede kalmış bir film olarak değerlendiriliyor.Maalesef anlı şanlı listelerde adı bile geçmese de Türkiye'de çarpık sosyal yapının yansımalarını en çarpıcı şekilde anlatmış ve bana göre kült seviyesinde bir film.
Başrollerinde Ali Poyrazoğlu Fikret Kuşkan,Cezmi Baskın,Serra Yılmaz ve Ozan Güven gibi başarılı oyuncuların olduğu filmin kısaca konusu ise şöyle.
İstanbul'un sakin mahallerinin birinde bir cinayet işlenir.Öldürülen bir kadındır fakat kadının kimliği bulunamaz.Elde sadece kadına ait çıplak video görüntüleri mevcuttur.Polis bu görüntülerden yola çıkarak mahalledekilerin olayla bir ilgisi olduğunu düşünerek bunu kanıtlamaya çalışır.
Dokuz filmi sorgulanan mahalle sakinlerinin aslında sıradan İnsan'ların içinde kaybolmuş eşcinseller,serseriler,nataşalar,esrarkeşler,deliler,komünistler,sokak köpekleri.Cici bir mahalle içinde kaybolmuş öteki İnsanlar.