Yaş ve cinsel yönelim ne olursa olsun erkeklerde sık ve problemli porno izleme sıklıkla beden imajının bozulmasına yol açmakta ve bu da yeme bozuklukları riskini artırmaktadır. İsrail Hayfa Üniversitesi (UH) ve Max Stern Yezreel Valley College tarafından yapılan bir araştırma, pornografik içerik izleme ile erkeklerde yeme bozukluğu geliştirme riski arasında bir ilişki olduğunu gösteriyor. Uzman Body Image dergisindeki yayına göre çalışma 18 ila 68 yaşları arasındaki 705 erkeğin verilerine dayanıyor. Deneklerin yaş ortalaması 32 idi. Deneklerin çoğu kendilerini heteroseksüel olarak tanımladı (%68), kalan denekler cinsel azınlıklara mensuptu.
Çalışmanın bir parçası olarak denekler, pornografik içerik tüketimi ve aşırı yeme ve ardından kusma gibi olası yeme bozukluğu davranışları hakkındaki soruları yanıtladı. Ayrıca pornografideki tasvirleri ne kadar gerçekçi buldukları ve kaygı ya da depresyondan muzdarip olup olmadıklarına ilişkin değerlendirmelerini yapmaları istendi.
Buna ek olarak, erkekler yeme bozukluğu davranışının belirli yönleri
hakkında, örneğin kendi bedenlerini pornografide tasvir edilenlerle
karşılaştırma ve kendi fiziksel görünümlerinden memnuniyetsizlik gibi bilgiler
verdiler.
Problemli Pornografi Tüketimi
Çalışma ayrıca deneklerin sorunlu
pornografi tüketimini de değerlendirdi. Sorunlu porno kullanım ölçeğinin
kısaltılmış versiyonu kullanıldı. Bu, "Pornografiyi hayatımın önemli bir
parçası buluyorum" ve "Pornografi tüketmemi engelleyen bir şey
olduğunda strese giriyorum" gibi ifadeleri içeriyordu.
Porno Kullanımından Rahatsız Vücut İmajına
Deneklerin yedi puanlık bir
ölçekte verilen yanıtları, yaşları veya cinsel yönelimleri ne olursa olsun
erkeklerde daha fazla porno tüketiminin olumsuz bir beden imajı ile ilişkili
olduğunu gösteriyor. Araştırma ayrıca artan pornografi tüketiminin, gıda
alımını kısıtlama ve aşırı yeme ve ardından kusma gibi yeme bozukluğu
davranışlarında artışa yol açtığını ortaya koydu. Ek olarak, sorunlu porno
kullanımı, cinsel işlev bozukluğu, aşırı cinsellik ve genel ruh sağlığı dahil
olmak üzere kişisel sağlığın çeşitli yönlerini olumsuz etkilediği gözlemlendi.