Articles by "dram"
dram etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Ölümcül çocuk oyunları, romantik sosyal eleştiri ve zombi gösterileri: Güney Kore'den dramalar. K-pop ve Oscar'ın "Parasite" gibi hitlerinden sonra, K-dramaları bir süredir batı pop kültürünü de fethetti: Güney Kore'den diziler Netflix'te (K-dramaları söz konusu olduğunda gidilecek platform) son derece popüler. Çoğu zaman bize hala yabancı olan bir kültürde kendimizi kanepeden rahatça atmamızı ve duygularımızı özgür bırakırken insanlığı ve hayatı Hollywood klişelerinden uzakta keşfetmemizi sağlıyorlar. K-dizileri neredeyse her zaman son derece duygusaldır. K-dizilerini gerçekten özel yapan şey, hoş bir şekilde eski moda görünen ve ateşli seks sahneleri yerine romantizmi tercih eden, genellikle peri masalı auralarıdır. (Oldukça yavaş anlatılan) hikayeye genellikle popüler K-Pop hitleri eşlik ediyor ve oyuncu kadrosu da tüm bölgelerden (örneğin müzik dahil) Güney Koreli süper starlardan oluşuyor. Çoğu K-dramanın yalnızca bir sezonu vardır, bu yüzden eksiksiz bir hikaye yayını sunarlar. Adı aksini düşündürecek olsa da, K-drama türleri geniştir ve romantik komediler, gerilim ve korku ve fantezi dizilerinin yanı sıra tarihi materyalleri içerir. Dram yönünün ön planda olduğu K-dizilerine odaklandık.

Squid Game (2021)

Netflix'in heyecan verici sürpriz isabeti, birkaç hafta içinde akış sağlayıcının tüm zamanların en başarılı unvanına ulaştı. Gizemli ve ölümcül bir hayatta kalma oyununda birbirleriyle yarışan yaklaşık 456 çaresiz aday. Onları ıstıraplarından kurtarabilecek 45.6 milyar wonluk para ödülü kazanmak için birkaç tur çocuk oyunundan sağ çıkmaları gerekiyor. Kulağa Japonya'dan abartılı bir oyun şovu gibi gelen şey, kısa sürede, çocuksu oyunlar ile derinin altına giren ve yankılanan şok edici şiddet frekansları arasındaki karşıtlıktan gelen, haince, karanlık ve son derece acımasız bir psikolojik geziye dönüşüyor. "Kalamar Oyunu"nda ruh ve beden eşit derecede kırılgandır.

Descendants of the Sun (2016)

Romantik ve savaş dramasının karışımı, Güney Kore'deki tüm reyting rekorlarını kırdı ve yerel TV tarihinin en popüler dizilerinden biri. Destansı aşk hikayesinin odak noktasıdır, genç asker Yoo Si-jin ve suç işlemeye mahkum edilen doktor Dr. Kang Mo-yeon. İnançları ve dünya görüşleri daha farklı olamasa da birbirlerine aşık olurlar ama bir savaşın ortasında ölüm her zaman Demokles'in sarsılmaz bir kılıcı gibi iki aşığın üzerinde dolanır. Yürek burkan romantizme ek olarak, hikaye sosyal eleştiri, ilginç bükülmeler, bol aksiyon, yumuşak mizah ve aynı zamanda kendi ülkesine karşı büyük bir vatan sevgisi ile ikna ediyor.

Crash Landing On You (2019-2020)

Güney Kore'de büyük bir hit olmadı, aynı zamanda Kuzey ve Güney Kore arasındaki çatışmayı ele almaktan çekinmeyen ilk K-dizilerinden biriydi. Dizi bunu son derece ferahlatıcı ve eğlenceli bir şekilde yapıyor, mizah ve drama hoş bir şekilde dengelenmiş ve "Çarpışma üzerinize iniyor" toplumsal eleştiriden ve modası geçmiş cinsiyet rolleri sergilemekten çekinmiyor. Yun Se-ri, önde gelen bir Güney Kore moda evinin yakışıklı varisi ve genel müdürüdür.  Yamaç paraşütü yaparken bir fırtınaya yakalanır ve istemeden Kuzey Kore'ye iner. Orada sevimli memur Ri Jeong-hyeok ile tanışır. İkisinin yakında birbirlerine çekildiklerini hissedeceklerini söylemeye gerek yok. Fakat aşkları siyasi çatışmalara dayanabilir mi?

Mr. Sunshine (2018)

Eugene Choi, çocukken Amerika Birleşik Devletleri'ne kölelikten kaçtı. Orada geçmişi geride bırakmayı ve bir subay olarak başarılı bir kariyer yapmayı başarır. Ancak bir gün profesyonel bir görev onu anavatanına dönmeye zorlar ve bu da eski yaraları açar. Ama sadece bu değil: Eugene, aristokrat ve direniş savaşçısı Go Ae-shin'e aşık olur. Tarihsel gerçeklerle ilgili olarak, "Bay Sunshine", dramaturjik özgürlüklere sahiptir.  Ancak dizi çok büyük duygulara,  harika şov değerlerine ilham verir. Ne yazık ki, K-dizilerinde bu her zaman doğal bir mesele değildir: Feminist nüanslar bu dizide çok yüksek sesle söylenir.

Itaewon Class (2020)

Aynı adı taşıyan webtoon'a dayanan oldukça başarılı (ve ödüllü) dizi, birkaç yıl hapis yattıktan sonra Itaewon'da (Seul) bir restoran açan Park Sae-roy'un hikayesini anlatıyor. Şimdi zengin olmak ve babasının ölümünden sorumlu olan jangga grubunu yok etmek istiyor. Ama dostluklar genç adam için daha da önemli... İntikam, başarı, rehabilitasyon ve dostluk üzerine eğlenceli, eğlenceli ve çok katmanlı bir kıssa.

The King's Affection (2021)

Bu tarih dizisi biraz "Mulan"ı andırıyor, sadece kitsch baladlar olmadan, ama aynı derecede kalp kırıklığı ve peri masalı romantizmiyle: Yi Hwi çocukken saraydan kovulur, ikiz kardeşi veliaht prens olur. Ancak yetişkin bir adam olarak öldürüldüğünde, rolüne girer ve sahte bir kimlikle tahta çıkar. Her zaman olduğu gibi, aşk araya girer: Yi Hwi asil öğretmenine aşık olur. Bir çizgi romandan uyarlanan duygusal drama.

It's Okay Not To Be Okay (2020)

Başlık, yetişkinliğe geçiş komedisi gibi geliyor, olay örgüsü acıklı bir aşk filmi gibi, ama gerçekte "İyi olmamak sorun değil", farklı şeyler hakkında son derece karmaşık, hassas, melankolik, zekice yazılmış ve psikolojik olarak zorlayıcı bir mesele. Varlık, travma ve başkalarının ve kişinin imajları. Empatik (ve yakışıklı) bir hemşire, çocukken hala bir cinayet tanık olmaktan muzdarip olan otistik erkek kardeşiyle birlikte yaşamaktadır. Sonra akıl hastası bir çocuk kitabı yazarı girer hayatlarına ve üçü geçmişlerinin iç içe olduğunu fark eder. 

Arthdal Chronicles (2019)

Fantezi tarih dizisi "Arthdal ​​​​Chronicles", eski zamanlarda medeniyet ve ülkelerin doğuşunu anlatıyor. Mistik kahramanların, mücadelelerinin ve kurgusal Arth ülkesinde yaşayan insanların birlik ve sevgisinin hikayesidir. Kader, güç açlığı ve sadakat kadar rol oynar. Birkaç beden daha küçük ama yine de: "Game of Thrones" hayranları bu seriyi kaçırmamalı.

Signal (2016)

2015'den bir profil uzmanı ve 1989'dan kalama bir dedektifi, uzun süredir çözülmemiş bir vakayı çözmek için telsiz aracılığıyla iletişim kurarak zaman ve mekan arasında köprü kuruyor. "Sinyal" heyecan verici, sıra dışı ve baş döndürücü olay örgüsünü bir sanat formuna yükseltiyor. Ayrıca üç boyutlu figürlerle hızlı bir şekilde bağ kurarsınız.

Kingdom (2019)

Netflix orijinal dizisi hem eleştirmenleri hem de izleyicileri şaşırttı, çünkü veliaht prens kendini zombilere ve siyasi entrikalara karşı savunmalıdır. İlk bakışta kulağa özellikle yaratıcı ve yeni gelmiyor, daha çok şuna benziyor: zaten vardı, teşekkür ederim, sonra! Uzakdoğu'nun (zombi) korku, aksiyon, sosyal eleştiri, duygusal Eldorado ve Kung Fu gösterisinden oluşan, Asya ruhuyla nefes alan ve sıkıcı taklitlere dönüşmeden tür klasiklerini takdir eden bir dizi. Dramanın ana teması, Veliaht Prens'i (tesadüfen, dizi Joseon Hanedanlığı döneminde geçiyor) acıyı tekrarlamaya, sadece tekrar tekrar ayağa kalkmaya iten daha iyi bir dünya için duyulan sonsuz özlemdir. Acı noktasına kadar ilgi çekici ve heyecan verici.




Tam da Corona Pandemisi sonrası Dünya'mızda neler değişecek,hiç bir şey eskisi gibi olmayacak denildiği şu günlerde,her zaman ilgi çeken distopik Dünya temasının işlendiği yeni bir dizi daha
Netflix'te yayın tarihini bekliyor.

Bu tema özellikle Hollywood tarafından sıkça filmlere ve dizilere konu olmuştur.Ancak ne kadar ilgiyle izlersek izleyelim kimimize tuhaf,kimimize imkansız hatta kimimize göre saçma olarak değerlendirdik.Ancak Corona virüsü sebebiyle Dünya'nın şartlarının değişebileceğine olan inancımız basit gibi görünen ufacık bir virüs sayesinde öğrenmiş olduk.

Yeni dizi bir Belçika yapımı,ilk dikkatimi çeken ise başollerinde Mehmet Kurtulmuş adlı Türk oyuncu.Sanırım en son Mazhar Dragusha rolüyle Hakan Muhafız adlı Netflix dizisinde izlediniz ya da Boşnak Derviş Mehmed Paşa rolüyle Muhteşem Yüzyıl;Kösem dizisinde.
İnto The Night Yayın Tarihi
Yönetmenliğini Jason George'un yaptığı dizinin diğer başrol oyuncuları Jan Bijvoet,Pauline Etienne ve Laurent Capelutto'yu görüyoruz.Dizi Netflix dijital platformunda 1 Mayıs 2020 tarihinde yayınlanacak.Distopik temanın yanı sıra dram,gerilim ve gizem türüne yeni bir örnek dizi olacağa benziyor.
İnto The Night Konusu
1 Mayıs 2020'de start verecek olan dizi bir Belçika yapımı.İlk sezonu 6 bölümden oluşacak dizinin konusuna gelince.
Bir kozmik olay söz konusudur.Güneş ışınları artık Dünya için bir tehdit oluşturmaktadır.Önüne çıkan herkesi öldürmeye başlamıştır. İnsanlar ise geceleri yaşamaktadır.
Böyle bir ortamda bir adam Batı'ya gitmeye karar verir ve bir gece yolculuğuna çıkar.Brüksel'den yola çıkan bir gece uçağını kaçıran bu adam pilotlara devamlı batıya doğru uçmaya zorlar.
İnto The Night Fragman


Sonsuzluk Ve Bir Gün ünlü Yunan yönetmen Theo Angelopoulos'un en önemli yapıtlarından biri olup yönetmene Altın Palmiye film festivalinde ödüller kazandırmış adeta bir başyapıt niteliğinde,dram yüklü filmidir.Başrollerinde Bruno Ganz,İsabella Renauld,Fabrizio Benntiviglio'nun olduğu 2 saat 12 dakikalık film özellikle Eleni Karaindrou adlı Yunan piyano sanatçısı ve bestecisinin filme ait müzikleri akıllara kazınmıştır.

Sonsuzluk Ve Bir Gün Konusu
Alexander edebiyat çevrelerince tanınan bilinen usta bir yazardır.Yakalandığı ve kurtuluşu olmayan hastalıktan ötürü yazar tüm hayatını sorgulama aşamasına gelmiştir.Sahil kenarındaki kapandığı evden çıkıp tekrar hayata atılma zamanının geldiğini düşünür.Tüm hayatı boyunca edindiği tecrübelerin birbirine karıştığı yeni bir serüvene atılacaktır.Geçmişini hatırladıkça kendini yenileme aşamasına gelen Alexander ölüm döşeğinde yeni bir kimlik kazanmaya başlayacaktır.

Sonsuzluk Ve bir Gün Üzerine
Duygusallığı en uç noktalarda yaşadığını düşünen İnsanlar'ın filmi izledikten sonra dahası da varmış diyeceği türden,ağır dram ile bezenmiş bu başyapıt,geçmişin yolculuğunda sevdiği kadının gözüktüğü sahneler izleyiciyi derinden etkileyen en önemli sahneler diyebiliriz.
Şair yazar neden hastalanmıştır.Gecikmiş pişmanlıklardan mı? Eski eşinin hasretinden mi? Ya da her ikiside.Peki küçücük bir çocuğun yalnızlığını giderme çabası kendi yalnızlığına çare arayışı mıdır?
Hayata,sevgiye,iç hesaplaşmalara ve hasrete dair,özellikle kamera hareketlerinin yavaşlığı filme ayrı bir kimlik kazandırmış.Sahnelerin yavaş akması filme şiir dinletisi tadında bir hava vermiş.
Özellikle filmdeki otobüs sahnesi bize Dünya'mızın küçültülmüş halini sunar.Devrim meydanında otobüse binen kırmızı bayraklı bir devrimci.Bir türlü sevemediği adamdan aldığı çiçeği yere atan kadın ve o çiçeği yerden alan adamın muhtemel evde bekleyen eşine götürecek olması.Ölüm sessizliğindeki durakta,yolun sonuna gelmiş bir edayla otobüsten inen simsiyah giyimli adam.Yine otobüsün içinde klasik müzik çalan ve akademi durağında inen genç sanatçılar.
Sonsuzluk ve bir gün filmi "zaman" kavramını sorgular."Yarın ne kadar sürecek" repliğiyle zaman kavramının irdelendiğini görüyoruz.Alexander'ın geçmişine yaptığı yolculuğun yanı sıra "Yarın" kavramı sadece önündeki günü değil,geleceği de ifade etmek istemektedir.Dünya'nın sonunun da geçmişte kalacağı zamanlar olacaktır.

Ve arka arkaya sıralanmış sarı yağmurluklu üç bisikletli.Antik Yunan efsanelerinden yola çıkarak özellikle filme yerleştirilmiş.Yunan mitolojisindeki Kader tanrıçalarını temsil ederler.Klotho,Laekhesis ve Atropos.Klotho kader ipliğini eğiren kardeştir.Laekhesis bu ipliğin uzunluğunu belirler.Atropos ise bu ipliği zamanı gelince kesip atar.
Klotho İnsan'nın Dünya'da şu an yaptıklarını ve yaşadıklarını temsil eder.Laekhesis geçmişte yapılanların gelecekte nedenleri belirlediğini temsil eder.Atropos ise zamanın sona erdiğini.
Aslında "Kader ağlarını örüyor" deyimi,kişi kendi kaderini kendi belirliyor diyebiliriz.
Eleni Karaindrou


Netflix bir çok ülkede dizi yapımlarıyla karşımıza çıkmakta.Bu sefer söz konusu yapım Güney Afrika'dan.Güney Afrika yapımı ilk dizi olma özelliğine sahip Qeen Sono'nun çekimlerine 2019 senesinde başlanmıştı.Komedi dram türündeki dizinin yönetmen koltuğunda komedi yönetmenleri özelliği taşıyan Kagiso Lediga ve Tamsin Andersson oturuyor.Başrollerinde Pearl Thusi,Kate Liquuorish ve Shane John Kruger dizinin yayın tarihi ise 27 Şubat olarak açıklandı.

Avrupada bir çok ülkede yapımlar üreten Netflix artık Asya ve Afrika'yada el atmış. gözüküyor.Bakalım Avrupa dışındaki yapımlar yerel dilleriyle ne kadar başarılı olacak.Gizli ajan,komedi ve dram severlerin merakla beklediği dizinin konusu ise şöyle.
Queen Sono Konusu
Pearl Thusi'nin başrolünde olduğu dizide gizli serviste çalışan bir kadın ajanın insanları adaletsizlikten kurtarma çabasını izleyeceğiz.Bu savaş içerisinde yetenekli ajan aynı zamanda kendi hayatındaki sorunlarla da baş etmek zorundadır.
Queen Sono Fragman 


Bir İtalyan yapımı Netflix yapımı daha vizyon tarihini bekliyor.Kara Ay olarak Türkçe'ye çevirebileceğimiz dizi bir fantastik dram türünde.6 bölüm olarak planlanan dizinin başrollerinde Nina Fotaras,Manuela Mandracchia,Federica Fracassi,Nathan Macchioni,Astrid Meloni,Lucrezia Guidone ve Roberto De Francesco bulunuyor.
Dizinin yaratıcı koltuğunda Francesca Manieri,Laura Paolucci,Tiziana Triana oturuyor.

Luna Nera Konusu
Luna Nera bir fantastik dizi olsa da içinde dram öğelerinide barındıran,17 yüzyılda geçen bir dizi.
17 yüzyılda yaşayan genç bir kız günün birinde cadılardan oluşan bir topluluğun üyesi olduğunu öğrenir.Erkek arkadaşının babasının bir cadı avcısı öğrenen bu genç kız için artık bir cadı avı başlar.
Dizi bugün 31 Ocak itibarıyla Netflix'de yayında.
Luna Nera Fragman



Gerçek Hayatlara Dayanan Filmler
Belgesel izlemeye niyetlenmişsinizdir ama karşımıza gerçek hayat hikayelerine dayanan çok etkileyici yapımlar çıkar.İnsanların hayat hikayeleri,küresel felakatler,gerçek hayat dramları ve benzeri gerçek hikayelere dayanan yapımlar her zaman ilgi çekici olmuştur.Aynı zamanda bu yapımların başka bir tarafı ise öğretici yanlarının olması.Gerçek bir hikayeyi anlatmanın en güzel yolu onu bir filme dönüştürmektedir.Böylelikle bir çok İnsan'a ulaşmasını sağlarsınız.Arkanıza yaslanın ve listenin tadını çıkarın.
When They See Us 2019
İMDB:9.0

Film dedik ama 4 bölümden oluşan bir mini Netflix dizisi.Başrollerinde Jharel Jerome,Asante Black,Caleel Harris,Maruis Rodriguez,Ethan Herisse'nin oynadığı mini dizi Central park beşlisi diye adlandırılan çocukların bir kadına uyguladıkları canice hislerle tacavüz ve yaralama olayını anlatıyor.1989 yılında gerçekleşen ve 5 siyahi gencin yargılandığı ve hüküm giydirildiği bu olay Amerikan hukuk tarihini en önemli yanlışlarından biri olarak tarihe geçmiştir.Suça suçlu uydurulan bu olayın en büyük sebeplerinden biri ise sanıkların siyahi olmasıydı.Dizi sırf çocuk oyuncuların oyunculuk performansı için izlenir.İzlerken gözyaşlarınızı tutamayabilirsiniz.
Jharel Jerome performansıyla 2019 Emmy en iyi mini dizi erkek oyuncu ödülünü kazandı.
Extremely Wicked ,Schokingly Evil And Vile 2019
İMDB:6.6

Ünlü ve karizmatik seri katil Tedd Bundy'nin 1974 -1978 yılları arasında Amerikanın çeşitli eyaletlerinde işlediği cinayetlere ve hayat hikayesine bir bakış atıyor.Ayrıca Ted Bundy'nin işlediği cinayetleri uzun bir süre kabul etmeyen ve inanmak istemeyen sevgilisi Elizabet Kloepfer ile olan ilişkisi de gözler önüne seriliyor.Emmy ödüllü yönetmen Joe Berlinger imzalı yapımın başrolünde Hollywood'un sevilen yıldızı Zac Efron var.Ted Bundy için daha fazla bilgiyi buradan bulabilirsiniz
127 Saat 2010
İMDB:7.6

Yine yaşanmış iç burkan gerçek hayat hikayesinden yola çıkılarak yapılmış bir film.Ünlü oyuncu James Franco'nun başrolünde olduğu filmin yönetmen koltuğunda Danny Boyle'ü görüyoruz.
Yer Utah yakınlarında Moab bölgesinde bulunan bir kanyon.Kimseye haber vermeden geldiği kanyonda güzel vakit geçiren ve sık sık da gelen Aaron bir kaza sonucu kolu dirsekten itibaren bir kayaya sıkışır.Kuş uçmaz kervan geçmez bu kanyonda kendisini kurtaracak kimse yoktur.5 gün boyunca elinde bulunan aletlerle kurtulmaya çalışan,aç ve sussuz kalan Aaron acaba kurtulabilecek mi?
Çöldeki İzler 2013
İMDB:7.2

Bir biyografik/dram filmi olan Çöldeki izler filmi 2013 Avustralya yapımı.Mia Wasikowski'nin başrolünde oynadığı filmin yönetmen koltuğunda John Curran oturuyor.1977 yılında Robyn Davidson adlı 24 yaşındaki genç bir kadın Batı Avustralya'nın Brisbane şehrindeki çölün ortasından Alice Springs'e yürüyerek gitmek ister.Arkadaşlarının ve ailesinin karşı çıkmasına rağmen 2 yıl süren hazırlığına başlar.2700 km sürecek olan bu yola bir köpek ve dört deveyle çıkan Robyn'e bir National Geographic fotoğrafçısı olan Rick Smolan eşlik eder.
Alive 1993
İMDB:7.1

Yine yaşanmış bir olay üzerine çekilen Alive filmi 1993 Amerikan yapımı.Önce Piers Paul Read tarafından romanı yazılan daha sonra John Patrick Stanley tarafından sinemaya uyarlanan filmin başrollerinde Ethan Hawke,Vincent Spano,Bruce Ramsey ve David Kriegel'i görüyoruz.Yönetmen koltuğunda Frank Marshall'ın olduğu film dram/macera türünde.
Uruguay rugby milli takımının uçağı Ant dağları üzerindeyken bir dağa çakılır.Kazada 27 kişi sağ kalmıştır.8'i üzerine çığ düşmesi sonucu ölmüştür.72 gün geçtikten sonra kurtulan kazazedeler ölen arkadaşlarının etleriyle beslenip,uçağın gövdesindeki yalıtım malzemesinden uyku tulumu yaparak soğuğa karşı direnmişlerdir.2 kazazede yardım için 12 günlük bir yürüyüşe çıkar ve sonucunda yerel halk tarafından bulunur ve toplam 16 kazazede kurtulur.
Cani 2003
İMDB:7.3

Yaşanmış gerçek bir hayat hikayesinden yola çıkılarak sinemaya aktarılan cani filminin baş rollerinde güzel ve ödüllü oyuncu Charlize Theron var.Bu rol için özellikle kilo alan oyuncu 1989-1990 yılları arasında 7 kişiyi öldürmekten suçlu bulunan ve idamına karar verilen Wuornos'un hayatından bu 1 yıllık kesit Amerikan kamu oyunu epey meşgul etmişti.Hayat kadınlığı yapan ve aynı zamanda lezbiyen olan Wuornos kurbanlarını müşterilerinden seçip öldürdükten sonra ormana saklar.Aynı şekilde öldürülen iki kadın cesedine ise rastlanamamıştır.Aşığı tarafından mahkemede tanıklık yapıldıktan sonra ise Wuornos için yolun sonu gelmiştir.
İrlanda'lıyı Öldür 2011
İMDB:7.1

Cleveland'da 1970 yıllarda set ve acımasız bir mafya elemanı olan Danny Green gerçek hayat hikayesini anlatan filmin başrollerinde Ray Stevenson oynuyor.Bir Biyografik/aksiyon temalı filmin yönetmeni ise Jonathan Henslaigh.
Şeytan Adasının Kralı
İMDB:7.5

Fransa,Norveç,Polonya,İsveç yapımı film gerçek bir hikayeden uyarlama.Film 2011 Amanda ödüllerinde en iyi film,en iyi müzik ve en iyi yardımcı erkek oyuncu dallarında ödül aldı.1950-1953 yılları arasında Norveç'in Bostoy adasındaki bir adada geçen film adada bulunan bir ıslahevinde kalan çocuklara yapılan akıl almaz işkenceleri konu alıyor.Bu işkencelere daha fazla dayanamayan 17 yaşındaki Erling adada bir isyan çıkarmayı başarır.
Utoya 2018
İMDB:7.3

22 Temmuz 2011'de Norveç'in başkenti Oslo'da başbakanlık binasının önünde gerçekleşen patlama bundan sonra gerçekleşecek olan katliamın habercisiydi.Bir grup radikal muhafazakar genç Norveç işçi partisinin Utoya adlı adada düzenlediği gençlik kampını basar.72 dakika içinde ve en az 77 öğrenciyi ağır silahlarla katlederler.Film tarihin gördüğü en büyük terörist faaliyetlerden biri olan bu saldırıyı ve sonrasını 19 yaşındaki Kaja ve bir grup gencin yaşadıklarını konu alıyor.Andrea Berntzen,Elli Rhiannon,Müller Osbourne filmin başrollaerinde.Yönetmen ise Erik Poppe.
İnto The Wild 2007
İMDB:8.1

Ünlü oyuncu Sean Peen'in yönetmen koltuğunda oturduğu film macera,dram ve biyografi türünde.Emile Hirsch,Vince Vaughn ve Catherine Keener  başrollerindeki film Emory üniversitesinden mezun üst düzey atlet Christopher'ın tüm sorumluluklarını bırakıp Alaska'da doğanın içindeki yolculuğunu ve cesaretini konu alıyor.Bu yolculukta karşısına hayatını şekillendirecek karakterler çıkar.
Lion 2016
İMDB:8.0

Dokunaklı ve dram yüklü gerçek bir hayat hikayesiyle karşı karşıyayız.2017 altı dalda Oscar adayı olan film Hindistan'a binlerce kilometre uzaklıkta bir trende kaybolan 5 yaşındaki Saroo'nun hikayesi.Oradan oraya savrulan Saroo Avustralya'lı bir çift sahiplenir.20 yaşına gelen Saroo gerçek anne babasını bulmak için yollara düşer.Dev Patel,Rooney Mara,Nicole Kidman ve Davis Wenham gibi güçlü isimlerin olduğu filmin yönetmen koltuğunda ise Garth Davis oturuyor.
Sınırsızlar Kulübü 2014
İMDB:8.0

A.B.D yapımı dram-biyografi türündeki filmin başrollerinde Matthew Mc Conaughey,Jennifer Garner ve Jared Leto'yu görüyoruz.Yönetmeni ise Jean-Marc Vallee.1986 yılında AİDS hastalığına yakalanan Ron Woodroof'a 30 günlük ömür biçilir.Teşhisden sonra bakanlık onaylı AZT isimli bir ilaç kullanmaya başlasa da hızla ölüme doğru gittiğini hisseder.Yasal olmayan doğal ilaçlardan yapılan alternatif tedavi yöntemine başvurur.Zamanla kendi gibi AİDS hastalığından muzdarip kişilerle bir etkileşim sağlayan Ron,bu ilacın satışını da yapmaya başlar.Oluşturduğu bu grubun ismini "Dallas Buyers Club" koyar.Ancak bu durum ilaç firmalarının işine gelmez ve bakanlık eliyle Ron'a karşı büyük bir savaş başlatılır.Ron 30 günlük ömrün kaldı teşhisinden sonra bu ilaç sayesinde 2191 gün yaşamayı başarır.
Tanrıkent 2002
İMDB:8.6

Dram-suç türündeki filmin yönetmen koltuğunda Fernando Meirelless ve Katia Lund oturuyor.Başrollerinde Alexandre Rodriguez,Leandro Firminhoda Hora ve Seu Jorge oynuyor.Brezilya yapımı film İnsan'ı dramın doruklarına ulaştırıyor diyebiliriz.Film Rio de Janeiro'nun suç dolu arka sokaklarında geçiyor.1960 yıllarda Tanrıkent adı verilen bölgede hayatta kalmak için farklı yollardan giden iki fakir gencin gerçek hikayesini konu alıyor.
Enigma 2014
İMDB:8.0

Ünlü matematikçi Alan Turing'in 2.Dünya savaşı sırasında kırılmaz denilen Nazi kodlarını kırmayı başarmasını anlatan gerçek olaylara dayanan film aslında bir kahramanlık öyküsünden çok bir dram.Alan Turing bir eşcinseldir ve bu durum o tarihlerde suç sayılmaktadır.Kimyasal ilaç kullanmaya zorlanan Alan'ı ünlü oyuncu Benedict Cumberbatch canlandırıyor.
Spotlight 2016
İMDB:8.1

En iyi film en iyi özgün senaryo dallarında 2 Oscar sahibi film 2016'nın en dikkat çeken filmi oldu.Başrollerinde Mark Buffalo,Michael Keaton ve Rachel Mc Adams'ın rol aldığı film Amerikan'ın en eski ve etkin araştırmacı gazetecilik birimi "Spotlight"adlı ekibin yaşadıklarını konu alıyor.

İlk Alman Netflix dizisi The Dark'ın elde ettiği başarının ardından çok çabuk bir şekilde 2.sezon onayını almıştı.Uzun süren bekleyişin ardından nihayet 2.sezon tarihi bir fragmanla açıklandı.Dram ve gizemin dibine vuran dizinin hayranları açıklanan yayın tarihi itibarıyla çok fazla beklemeyecekler.
2017 yılının en başarılı dizilerinden biri olan The Dark yaklaşık bir buçuk yıl süren sessizliğin ardından yayın tarihini 21 Haziran olarak açıkladı.
The Dark'ın ilk sezonunda Jonas'ı  Winden kasabasındaki kaybolan çocuklar ve gizemli zaman tünelinin kökenini çözmeye uğraşırken izledik.Ayrıca kasaba sakinlerinin arasındaki gizemli ve dram yüklü ilişkilerini izlemiştik.Bu sırada Jonas sezon finalinde  birden bire 2052 yılına bir zaman yolculuğu yapmış,kıyamet sonrası Dünya'da bir kızdan 'geleceğe hoşgeldinle karşılanarak suratına dipçiği yemişti.
KIYAMET GELMELİ
2.sezonda ise fragmandan anladığımız kadarıyla daha kasvetli daha karanlık ve özellikle kıyamet gelmeli  konusuna ve Jonas'ın bunu engelleme çabalarını izleyeceğiz gibi duruyor tabii kafalarımızın yanması ihmal edilmeyecektir.


Sırf Fringe'den hatırladığımız Anna Torv hatırına başladığım bir Netflix yapımı mini diziyi açıkçası tür olarak tereddütle izlemeye başladım.Bir Avustralya yapımı dizi olan Secret City'nin yönetmen koltuğunda Tony Krawitz ve Daniel Nettheim oturuyor.Dizinin diğer başrollerinde ise Alex Dimitriades,Daniel Wyllie ve Jackie Weaver'ı görüyoruz.Bir politik/gerilim/gizem ve dram dizisi olan Secret City'nin 6'şar bölümden oluşan 2 sezonu geride kaldı.
SECRET CİTY KONUSU
Avustralya'nın Canberra şehri Çin ve Amerika arasındaki politik gerilimin tam ortasında kalmıştır. Araştırmacı gazeteci ve politika üzerine yazılar yazan Harriet Dunkley bir takım kirli ilişkileri ve bununla beraber işlenen cinayetlerin peşine düşer.Ancak bu gözüpek ısrarcı tavrı hayatını tehlikeye sokma noktasına gelir.
SECRET CİTY İNCELEME
Bence dizinin en büyük özelliği insana geri zekalı muamelesi yapan Amerikan yapımlarının aksine sonuca ulaşmak adına izleyiciyi kafa patlatmaya zorluyor ki bu da diziye ayrı bir gizem katıyor.Siyasi entrikaların çözümü aşamasında ağır davranılıyor.Pür dikkat izlemenizi tavsiye ederim.Siyasi entrikalar,istihbarat,cinayetler konuya çok güzel yedirilmiş.Devleti oluşturan mekanizmaların elindeki gücü nasıl suistimal edebileceğini gözler önüne sererken ulusal çıkarlar adı altında bir gerekçe sunulmuş.Karizmatik cesur gazeteci rolü Anna Torv'a çok yakışmış.Yabancı yapımlarda sıkça gördüğümüz eşcinsel karakterleri burda da görüyoruz.Senaryosu ve kurgusuyla değerli bir yapım...

Bekir,Uğur Ve Yusuf Kesişen Yolları
Ünlü Türk yönetmenlerin önemli yapımlarını hatırlatma ve değerlendirme yazılarımda bugün sırada Zeki Demirkubuz'un yazıp yönettiği Masumiyet adlı filme yer vermek istedim.Zeki Demirkubuz'a yurt içi ve yurt dışında bir çok ödül  kazandıran film,bizleri yönetmenin 2007 yılında çektiği Kader isimli filmin sonrasında devam eden hikayesine götürüyor.1997 yılında izleyicinin beğenisine sunulan filmin başrollerini Haluk Bilginer,Güven Kıraç ve Derya Alabora paylaşıyor.Dram türünün en iyi örneklerinden biri olarak görülen film,2007 yılında Kader isimli filmle başlayan Bekir'in hikayesini,1997 yılında Masumiyet filmiyle yusuf'un hikayesine taşıyor.

MASUMİYET KONUSU
İşlemiş olduğu suçtan ötürü 10 yıl cezaevinde yatan Yusuf(Güven Kıraç)tahliye olduktan sonra  gidecek başka bir yeri olmadığından dolayı ablasının yanına gider.10 yıl öncesinin hesaplarının ortaya dökülmesinden ve bundan rahatsızlık duymasından dolayı doğaçlama bir şekilde otobüse biner ve yolu İzmir'e düşer.İzmir'de köhne bir otele bir kaç günlüğüne yerleşen Yusuf burada pavyonlarda konsomatrislik yapan Uğur (Derya Alabora) ve Uğur'un peşinden sürüklenen Bekir'le tanışır,Yusuf kendini zaman geçtikçe Bekir'le Uğur'un savruk,sağlıksız,şiddet ve güvensizlik içeren hikayesinin içinde bulur.

MASUMİYET DEĞERLENDİRME
Filmin en büyük özelliği yukarıda fotoğrafını gördüğünüz sahnedeki efsane tirattan sonra 2007 yılında yönetmenin Kader isimli filminin çıkmış olması.Bu tiratla Bekir Yusuf'u 7 dakika süren  kendi hikayesine götürüyor.Film bize bir erkeğin bir kadına hastalık derecesinde bağlanması ilişkilere ne denli zarar verdiğini Bekir'in ağzından çok güzel anlatıyor.Kabullenmek ve bunun sonucunda boşvermişliğin vermiş olduğu çaresizliği kader olarak kabul etmek ve bunun sonucunda paramparça olan hayatlara tanık oluyoruz.Filmi izlerken Bekir'in çaresizliği,Uğur'un boşvermişliği ve Yusuf'un yazılan kaderini iç içe geçmiş olarak görüyoruz.Uğur'un hayata karşı bilge ve mağrur duruşu karşısında Bekir'in kendi yazdığı kaderi karşısındaki perişan halini ibretle izleyeceksiniz.Yusuf ise tüm olanlar karşısında uzlaştırıcı,yardımsever aynı zamanda yolunu yavaş yavaş seçerken görüyoruz.On yıl kapalı kapılar ardında kaldıktan sonra böylesi ağır ve zor  hayatlarla tanışmak olsa olsa kaderdir.Seçilen mekanın yıkık dökük eski görüntüsü senaryonun adeta bir yansıması gibi.Türk sinemasının önemli yapıtlarından biri olan Masumiyet'i izledikten sonra hemen arkasından yönetmenin Kader isimli filmini izlemeniz dileğiyle...
Keyifli Seyirler...


The Man İn The High Castle nasıl bir dizi.Konusu nedir.Başrol oyuncuları kimlerdir.Ne türde bir dizidir.Dizide ne anlatılmaktadır.
Yapım Yılı:2015
Türü: Bilim/kurgu,dram
İmdb:8,9
Bilim kurgu yazarı Phillip.K.Dick'in romanından uyarlanan dizi 2015 yılında ilk sezonuyla dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.Hali hazırda 3 sezonu da geride kalmış dizinin başrollerinde Alexa Davalos,Luke Kleintank,Rufus Sewell,D.J.Qualls oynuyor.Yönetmen koltuğunda David Semel yapımcı koltuğunda ise tanıdık bir isim Ridley Scott var.

THE MAN İN THE HİGH CASTLE KONUSU
2.Dünya savaşı Almanya ve Japonya lehine sonuçlanmış.Amerika'nın yarısını Almanya diğer yarısı ise Japonların işgali altındadır.Hitler ise hayatta.Büyük güç sahibi bu iki ülke işgal ettiği topraklardaki halka zulüm etmektedir.Teknolojik olarak Japonlardan daha iyi durumdaki Almanlar Amerika'nın doğusunda Japonlar ise batısındadır.Amerika'daki bir grup bir direnişin startını verirler.Direnişin başında Yüksek şatodaki adam denilen,kim olduğunu kimsenin bilmediği bir adam vardır.Elindeki film makaralarını el altından direniş üyelerine dağıtarak direnişi sıcak tutar.Filmlerde gerçek tarih vardır.Müttefik kuvvetler 2.Dünya savaşını kazanmış,Hitler Almanyası yenilgiye uğratılmıştır.

THE MAN İN THE HİGH CASTLE DEĞERLENDİRME
Dizi "ya olmasaydı ne olurdu" sorusuna cevap veriyor aslında.2. dünya savaşı sonrası her şey tersi sonuçlansaydı ne olurdu,dünya nasıl bir sürece girerdi.Buna kurgusal tarih ya da kurmaca tarih deniliyor.Kurgusal tarih bilim kurguyla birleşince ortaya ilgi çekici bir yapım ortaya çıkmış.1960'ların Amerika'sında Nazi askerleri,bayrakları görmek başta insana tuhaf geliyor.Mekanlar,kostümler gerçeğe uygun son derece profesyonel olarak hazırlanmış.
Dizi karmaşık ve derinliği olan bir çok karaktere sahip.Bu sayede merak,gizem hiç eksik olmuyor.Ayrıca karakterler zamanla değişime uğradıkları için kendileriyle ilgili peşin hüküm verilemiyor.Kurgusal tarih örneği olarak eşsiz bir hikayeye sahip olmasına rağmen çok fazla beklentiye girilmemeli diye düşünüyorum.Teknik olarak  görüntülerdeki karanlık taraf aslında başta itici gelse de zamanla dizinin gizemi içinde kayboluyor.Farklı kelimesine çok uygun bir yapım.

Gerilim Ve Gizemin Doruklarında
Bugün yine Time dergisinin 2018 senesi için ilk onda yer verdiği Sharp Objects adlı diziyi tanıtmak istiyorum.İlk sezonu geride kalan 2. sezon onayı alan dizi 8 bölüm olarak çekilmiş.Her biri 50 dakikalık dizinin başrol oyuncuları Amy Adams,Patricia Clarkson,Cris Messina ve Eliza Scanlen.Gillian Flynn'ın aynı adlı romanından uyarlanan dizinin yönetmen koltuğunda ise Jean Marc Vallee var.Dizi dram ve gerilim öğelerini içinde barındırıyor.

SHARP OBJECTS KONUSU
Camille yıllar sonra çocukluğunun geçtiği Wind Gap kasabasına bir cinayet araştırması için gelir.Kasabada kısa aralıklarla 2 genç kız hunharca katledilmiştir.Halk huzursuzdur.Şerif ve şehir dışından cinayet araştırması için gelen dedektif Richard henüz katilin izine rastlamamıştır.Böyle bir ortamda cinayetlerin öyküsünü yazmak için kasabaya gelen Camille aynı zamanda annesiyle olan ilişkisinde problemler yaşamaktadır.Onlarınki bir anlamda sevgi nefret ilişkisidir.Çocukluğunda kasabada geçirdiği kötü hatıralar kendisini çok zorlar.Bunlardan biri kız kardeşinin hayatını kaybetmesidir.Camille'nin geçmişinde yaşadığı çok önemli sırlar onun kasabaya gelmesiyle gün yüzüne çıkacak mı?Katil kim ya da kimler?
SHARP OBJECTS YORUM
Castle Rock'dan sonra gerilim dozu hiç bitmeyen bir dizi diyebilirim.Diziyi izlerken kasabadaki herkesten şüphe duyuyorsunuz.Dikkatimi çeken en büyük şey ise kasabada dedikodu hiç ama hiç bitmiyor.Sanki herkes her şeyi biliyor fakat kimse bir şey anlatmıyor.Ana karakterlerin oyunculuk performansları üst düzeyde.İçine kapalı muhafazakar bir Amerikan kasabasının barındırdığı gizem izleyiciye çok iyi yansıtılmış.Ana karakterin geçmişinde yaşadığı ve saklı tutmaya çalıştığı sırlar flash backlerle izleyiciye yansıtılırken dozuna çok dikkat edilmiş.Camille'nin kasabada her an sarhoş bir şekilde cinayeti araştırırken arka planda çalan Led Zeppelin'den,The Doors'a,Bob Dylan'dan,John Cash'e uzanan geniş bir müzik yelpazesi insana büyük bir keyif veriyor.Dizini durağan temposuna yön veren ana karakterin ruh hali olduğunu görebiliyoruz.Spoiler vermemek adına hem konu başlığının altında hem de yorumladığım bölümde çok dikkatli davrandım.Zira dizinin finali insana "yok artık" dedirtecek cinsten.


Netlix belgesel yapımlarına bir süre ara verip tesadüfen yakaladığım ve izlediğim bir mini dizi üzerine yazma gereği duydum.İngiliz yazar Edward Naubyn'nin kitabından uyarlanan mini dizi mayıs ayı itibaren yayına girmiş.Toplam 5 bölümden oluşan dizinin her bölümü birer saat.Başrollerinde Scherlock Holmes dizisinden tanıdığımız ve bu diziyle  66.Emmy ödüllerinde en iyi erkek oyuncu ödülü kazanan Benedict Cumberbatch var.Diğer başrollerde ise Jennifer Lason Leigh ve Hugo Weaving'ı görüyoruz.Dizinin konusuyla devam edelim.

PATRİCK MELROSE KONUSU
Dizinin merkez karakteri Patrick Melrose.Aristokrat bir ailenin mensubu.Hayli zengin.Hem anadan hem babadan.Alkolik ayyaş bir anne ve despot,narsist,otoriter bir babanın tek çocuğu.Küçük yaşta bir trajediyle karşı karşıya kalmış.Maruz kaldığı bu trajedi ilerideki hayatında çok derin yaralar açmış.Ağır uyuşturucu bağımlılığı çocukluğunda yaşadıklarının bir eseri.Patrick çocukluğunda yaşadığı bu trajediyle baş etmeye çalışır.(Trajedi spoiler).

PATRİCK MELROSE'DA BAŞKA NELER VAR
Dizi Patrick Melrose'un hayatını üç bölüme ayırmış.Çocukluk dönemi,bağımlılık dönemi ve tedavi olup aile kurduğu dönem.Her bölüm Patrick'in bir anısına ayrılmış.Hikaye 60'lardaki hayatından başlar ve 2000'lerde son bulur.Çok geniş olmayan bir oyuncu havuzuna sahip.Başrol oyuncusunun performansı abartmadan söyleyebilirim muazzam.Ağır bir dram yerine daha yumuşak soft bir dram türü diye adlandırabilirim.Uyuşturucu etkisinde kaldığı dönemlerde çocukluğunda yaşadığı kötü hatıralara dönük sahneler çokca kullanılmış.Çok küçük komedi unsurlarının sahnelere serpiştirildiğini görüyoruz.İntihara meyilli ağır psikolojik sorunları olan bir insanın hayata tutunma çabasına şahit olacaksınız.
Keyifli Seyirler...