Kasım 2018
James Franco Ve Kennedy Suikastı
Yeni aklıma geldi bu diziyi de  paylaşmak istedim.Özellikle James Franco hayranlarına.Hani şu 127 saat adlı yaşanmış gerçek bir hikayede rol almıştı.Bir kanyon gezisi sırasında kaza geçiren ve kolunu iki kaya arasına sıkıştırıp 127 saat mahsur kalan genci oynayan oyuncu.Neyse dizimize geri dönelim.Sarah Godon ve Marquerite Oswald'ı diğer başrol oyuncuları olarak karşımıza çıkıyor.Bir J.J.Abrahams yapımı olan 11.22.63 dizisinin yönetmen koltuğunda ise Kevin McDonald var.Bilim kurgu,dram türünün güzel bir örneğini izleyeceğinizi söyleyebilirim.Asıl önemli olan bir Stephen King roman uyarlaması.Gelelim konusuna.
11.22.63 KONUSU
Bir lisede ingilizce öğretmeni olarak görev yapan Jake Epping'den restoran sahibi arkadaşı restorandaki dolapta geçmişe açılan bir kapı olduğunu söyler. Kendisi ucuz et amaçlı😄 sık sık bu kapıyı kullanmıştır. Kanser hastalığından dolayı artık bu gücü kendisinde bulamadığından Jake'den geçmişe gidip Kennedy suikastını önlemesini ister. Geçmişe açılan bu kapının bir özelliği vardır. Sabit bir yıla açılıyor olması o da 1960'lara.Her defasında aynı tarihe, saate hatta saniyeye. Hiç İstemese de Jake'de kapıdan geçer ve kendini 1960'ların Amerika'sında Kennedy suikastını önlemeye çalışırken bulur. Jake suikastı önleyecek mi bilinmez ama geri döndüğünde hiç bir şey aynı olmayacaktır.

11.22.63 DEĞERLENDİRMEM
Öncelikle şunu söyleyebilirim 1960'ların Amerika'sı çok başarılı bir şekilde yansıtılmış. Özellikle 60'lar hayranlarına duyurulur. Geçmişe müdahale etmek doğru mudur sorusu sık sık irdelenmiş. James Franco dışında Lee Harwey Oswald'ı oynayan arkadaş çok başarılı. Zaman kavramı üzerinden kafa yakan sahneler bulunsa da konu izleyiciye başarılı ve anlaşılır bir şekilde aktarılmış. Amerikan halkının Kennedy yaşasaydı daha barışçıl bir dünyaya sahip olabilirdik fikri dizide de kullanılmış.Hem bilim/kurgu hem de romantik/drama birleştiğinde karşımıza izlenesi bir yapım  çıkmış. 

Daha önceki yazılarımda Time dergisinin 2018'in en başarılı dizi sıralamasında ilk onda yer verdiği iki yapımla ilgili incelemelere yer vermiştim.Son olarak listede yer alan Claws dizisiyle ilgili  bir  yazıyla karşınızdayım.Bir komedi macera türündeki dizide baş rolleri Niecy Nash,Karrueche Tran,Jack Kessey ve Dean Norris paylaşıyor.Yönetmen koltuğunda ise Howard Deutch var.2 sezonu geride kalan dizinin her sezonu on bölüm olarak çekilmiş.Bölüm süresi ise ortalama 45 dakika.Bu teknik ayrıntılardan sonra gelelim dizinin kendisine.

CLAWS KONUSU
Yukarıdaki resme bakın lütfen.İyice bir bakın.Ne kadar iyi giyimli,rengarenk,hoş,neşeli,güzel,sevimli kadınlar değil mi?Bakımlı,hayat dolu kadınlar.Doğru.Bu madalyonun bir yüzü diğer yüzünde ise suç işlemekten çekinmeyen hatta organize suç işlemekten çekinmeyen bir 5'li.Suçlardan bazıları adam öldürmeye tam teşebbüs,adam öldürme,dolandırıcılık,saldırı.kara para aklama,uyuşturucu ticareti.
Peki hikaye nasıl başlıyor.
Desna(siyahi olan) arkadaşlarıyla beraber manikür salonu işleten(fakat bildiğimiz manikürcü değil adeta sanat icra ediyorlar.Bakınız resim) aynı zamanda otistik bir kardeşe sahip biridir.

Hayatta tek istediği daha lüks bir salon açmak ve kardeşinin hayali olan okyanus manzaralı bir eve sahip olmak.Bunun için çok paraya ihtiyacı olduğundan dolayı bir uyuşturucu kaçakçısının kara parasını ticarethanesinde aklamaktadır.Geçici bir süre için yapmayı planladığı bu iş bir gün sekteye uğrar.Kendisine söz verilen payını alamadığı için uyuşturucu tacirinin ölümüne sebep olur.Bundan sonrasında ise ekibiyle beraber ardı arkası kesilmeyen bir suç girdabının içinde bulurlar kendilerini.

DİZİYLE İLGİLİ YORUMUM
Aslında bir macera dizisi olduğunu düşündüğüm dizide komedi unsurlarının da bulunduğunu görmek çok keyifliydi.Dizideki komedi sahneleri konuya sürükleyici bir hava katmış.En güzeli ise hikayenin içinden sürpriz hikayelerin çıkıyor olması.Breaking bad dizisinden tanıdığımız kimyagerimizin kayınbiraderini oynaya Dean Norris'i farklı bir rolde izlemek ayrı güzeldi.Yan rollerdeki oyuncuların tek tek birbirlerinden farklı karakterleri diziye ayrı bir hava katmış.Otizm'li genci oynayan oyuncunun performansı çok ama çok etkileyiciydi.En dikkat çekici sahneler ise tırnak boyama sanatını bir adım ileriye taşıdıkları sahneler.Dizinin 1.sezonunu çok sürpriz bir finalle bitirmeleri beni hiç şaşırtmadıKısacası eğlenceli bir yapım olmuş.Halihazırda dizinin 2 sezonunu da nette bulabilirsiniz.
Keyifli Seyirler...


Bugün farklı bir yazı tarzıyla sizlere bir dizi tavsiye yazısı yazmak istiyorum.Arada bir kalıpların dışına çıkmak iyidir.İzlemekte direndiğim fakat en sonunda pes ettiğim bir Netflix dizisi.Ölmek için 13 sebep.Direnmek değilde hep ertelediğim ve artık sırası geldi de geçiyor dediğim bir dizi.2. sezonu yayına giren dizi 13 bölümden oluşuyor.Başrollerinde Katherine Langford,Dylan Minnette'yi görüyoruz.Yönetmenleri ise Gregg Araki,Kyle PatrickAlvarez,Tom McCarty.İşte size Ölmek için 13 sebebi izlemeniz için 13 sebep.

1.Bir kitap uyarlaması olduğu için.Genelde kitap uyarlamaları çok başarılı oluyor.Jay Asher'in aynı adlı romanından uyarlama.
2.Çok iyi yapımların başında olan Netflix imzalı olduğu için.
3.Çok yüksek bir İMDB'ye sahip olduğu için.
4.A Tausend Times adlı şarkıyla sizi tanıştıracağı için.
5.Genel yorumlar bir ergen dizisi olduğuna yönelik ama aynı zamanda ebeveynleri de ilgilendirdiği için.
6.İnsanda dizinin en can alıcı yerde bitmesi ve bir sonraki bölüm geçme isteği uyandırdığı için.

7.Dizinin oluşturduğu merak duygusu sizi tam olarak içine çektiği için.
8.Zorbalığa karşı durmamız gerektiğini bize hatırlattığı için.
9.İnsanlarla iletişim noktasında bir şey söylerken ya da yaparken bunun ne tür sonuçlar doğurabileceğini düşünmemiz gerektiği vurgusunu yaptığı için.
10.Dizideki genç tecrübesiz oyuncuların çok iyi oyunculuk performansları olduğu için.
11.Repliklerin her biri bir yaşam dersi verdiği için.
12.Sosyal medya ve modern yaşamın üzerimizde ne tür etkileri olduğunu anlamak için.
13.İkinci sezon onayını almış yani başarısı onaylanmış bir dizi olduğu için.

KISACA KONUSU
Lise öğrencisi Hannah Baker intihar eder.Bu intiharın ardından okulun başarılı öğrencilerinden Clay Jensen olaydan kısa bir süre sonra evinin önünde içinden Hannah'ın sesinin kayıtlı olduğu 13 kasetten oluşan bir kutu bulur.Kasetlerde Hannah'ı intihara sürükleyen sebepler bir bir anlamıştır.

Gerilim Ve Gizemin Doruklarında
Bugün yine Time dergisinin 2018 senesi için ilk onda yer verdiği Sharp Objects adlı diziyi tanıtmak istiyorum.İlk sezonu geride kalan 2. sezon onayı alan dizi 8 bölüm olarak çekilmiş.Her biri 50 dakikalık dizinin başrol oyuncuları Amy Adams,Patricia Clarkson,Cris Messina ve Eliza Scanlen.Gillian Flynn'ın aynı adlı romanından uyarlanan dizinin yönetmen koltuğunda ise Jean Marc Vallee var.Dizi dram ve gerilim öğelerini içinde barındırıyor.

SHARP OBJECTS KONUSU
Camille yıllar sonra çocukluğunun geçtiği Wind Gap kasabasına bir cinayet araştırması için gelir.Kasabada kısa aralıklarla 2 genç kız hunharca katledilmiştir.Halk huzursuzdur.Şerif ve şehir dışından cinayet araştırması için gelen dedektif Richard henüz katilin izine rastlamamıştır.Böyle bir ortamda cinayetlerin öyküsünü yazmak için kasabaya gelen Camille aynı zamanda annesiyle olan ilişkisinde problemler yaşamaktadır.Onlarınki bir anlamda sevgi nefret ilişkisidir.Çocukluğunda kasabada geçirdiği kötü hatıralar kendisini çok zorlar.Bunlardan biri kız kardeşinin hayatını kaybetmesidir.Camille'nin geçmişinde yaşadığı çok önemli sırlar onun kasabaya gelmesiyle gün yüzüne çıkacak mı?Katil kim ya da kimler?
SHARP OBJECTS YORUM
Castle Rock'dan sonra gerilim dozu hiç bitmeyen bir dizi diyebilirim.Diziyi izlerken kasabadaki herkesten şüphe duyuyorsunuz.Dikkatimi çeken en büyük şey ise kasabada dedikodu hiç ama hiç bitmiyor.Sanki herkes her şeyi biliyor fakat kimse bir şey anlatmıyor.Ana karakterlerin oyunculuk performansları üst düzeyde.İçine kapalı muhafazakar bir Amerikan kasabasının barındırdığı gizem izleyiciye çok iyi yansıtılmış.Ana karakterin geçmişinde yaşadığı ve saklı tutmaya çalıştığı sırlar flash backlerle izleyiciye yansıtılırken dozuna çok dikkat edilmiş.Camille'nin kasabada her an sarhoş bir şekilde cinayeti araştırırken arka planda çalan Led Zeppelin'den,The Doors'a,Bob Dylan'dan,John Cash'e uzanan geniş bir müzik yelpazesi insana büyük bir keyif veriyor.Dizini durağan temposuna yön veren ana karakterin ruh hali olduğunu görebiliyoruz.Spoiler vermemek adına hem konu başlığının altında hem de yorumladığım bölümde çok dikkatli davrandım.Zira dizinin finali insana "yok artık" dedirtecek cinsten.

Bu günkü yazımı en iyiler bölümüne ayırmaya karar verdim.Sizler için aşağıda en iyi kadın hapishane dizilerini listeledim.Açıkçası elimizde çok materyal yok ama kadın hapishane dizisi olarak beş önemli diziye dikkat çekmek adına sizler için sıraladım.İçinde dram,komedi,suç,gerilim öğeleri barındıran bu diziler ülkemizde de hatırı sayılır bir izleyici kitlesine ulaştı.

ORANGE İS THE NEW BLACK
Yapım Yılı:2013
Türü: Dram,Komedi
İmdb: 8,9
Sezon Sayısı: 7
New York'da yaşayan biseksüel Piper Chapman 10 yıl önce tanıştığı Alex Vause yüzünden uyuşturucu ticareti yapmakla suçlanır,lüks ve konforlu yaşamından uzaklaşarak kendi arzusuyla cezasını çekmek üzere teslim olur.Başlarda hapishane kültürüne ayak uyduramasa da büyük değişim içerisine girerek dışarıdaki hayatını sorgulamaya başlar.Hapishane arkadaşlarıyla arasındaki ilişkiler kimi zaman gerilim kimi zaman ise komedi unsurlarıyla beraber eğlenceli sahnelerle ortaya konulmuş sürükleyici bu dizimiz ilk sırada yer alıyor.

WENTWORTH
Yapım Yılı:2013
Türü: Dram,Suç,Gerilim
İmdb:8,7
Sezon Sayısı: 7
Dizi bir Avustralya yapımı.İlk kez hapishaneyle tanışan Bea'yı merkezine alarak hapishanedeki diğer mahkumların hayatlarına flash back yapan dizi mahkumlarla yönetim arasındaki güç mücadelesini ortaya koyuyor.Mahkumların kendi arasındaki ilişkiler çok sert sahneler içerisinde izleyiciye sunulmuş.Suç ve gerilim ağırlıkta olduğu dizi listemizde ikinci sırada.

VİS A VİS
Yapım Yılı: 2015
Türü:Suç,Dram
İmdb:8,3
Sezon Sayısı: 4
Şimdiki dizimiz bir İspanyol yapımı.İspanya ve Dünya çapında 6 ödül kazanan bu dizimizde zimmetine para geçirdiği için 7 yıl hapse mahkum olan Macarena Ferreiro isimli kadının hapishanede geçirdiği aşk,cinsellik,ihanet,entrika,suç barındıran zorlu hikayesine tanık oluyoruz.Dizide La Casa De Papel dizisinden tanıdığımız Nairobi yani Alba Flores'de mevcut.

BAD GİRL'S
Yapım Yılı:1999
Türü: Dram,Suç
İmdb: 8.0
Sezon Sayısı: 8
Gerilim dozu yüksek bu dizi bir İngiliz yapımı.Hapishanenin G bölümünde kalan kadınların hayatlarına konu alan dizi içerisinde uyuşturucu ticareti,tecavüz,işkence,mahkum gardiyan ilişkileri gibi olaylar mevcut.Bir hapishane felsefesi olan "Güçlü olan kazanır" burada da işlenmiş.Ancak bu çok zor hapishane şartlarında güzel şeylerde yok değil.Aşk ve sağlam dostluklar gibi.

UNİTE 9
Yapım Yılı: 2012
Türü: Dram
İmdb: 7,7
Sezon Sayısı: 7
Bir Fransız yapımı olan dizinin konusu diğerleriyle biraz da olsa farklılık gösteriyor.Quebecois isimli Fransız kadın babasını öldürmeye çalışması sebebiyle 7 yıl hapse mahkum olur.Mahkumiyet yılları içerisinde hapishanedeki zorlu koşullar ve mahkumların gardiyanlarla olan sıra dışı hikayesini konu alan dizi ayrıca Quebecois ve annesinin dramatik ilişkisini gözler önüne seriyor.

İzledim Ve Yorumladım
Nisan ayı itibariyle Amerikan BBC kanalında yayına başlayan Killing Eve ilk sezonunu geride bıraktı.Time dergisinin 2018'in en iyi 10 dizi sıralamasında en başta olan dizi dram gerilim türü olarak gözükse de içinde komedi unsurları da taşıyan bir krıminal dizi olarak değerlendirmekte bir sakınca görmüyorum.Her biri 40 dakika 8 bölüm halinde yayınlanan dizinin 2. sezonunu şimdiden çok merak ediyorum.Başrollerinde Grey's Anatomy dizisinden tanıdığımız Güney Kore asıllı Kanada'lı aktris Sandra Oh ve Thirteen adlı mini diziden tanıdığımız Jodie Comer var. Fiona Shaw ve Kim Bodnia onlara eşlik ediyor.Dizi ayrıca Luke Jennings'in romanın uyarlamadır.Konusu aşağıdaki gibidir.

KİLLİNG EVE KONUSU
İngiliz polis teşkilatında düşük rütbeli bir dedektif olan Eve bir davaya olan ilgisi ve takıntısı nedeniyle kendisini bir anda İngiliz istihbarat birimi MI6'in içinde bulur.Dava bir kadın kiralık katille ilgilidir.Avrupa'nın çeşitli şehirlerinde art arda cinayetler işlenirken Eve bu durumu fena halde kafaya takmıştır.Eve istihbaratın katkılarıyla kendi takımını kurar ve bu son derece tehlikeli,soğukkanlı katilin peşine düşer.Maceradan maceraya atlarken çeşitli zorluklarla karşılaşan Eve kendisini ayrıca sürprizlerle dolu bir davanın içinde bulur.Kiralık katil ve dedektifle ilgili ayrı bir konu başlığı açılması gerektiğine inandığım için her ikisini de aşağıda biraz daha yakından tanıyalım.

OKSANA YA DA VİLLANELLE'İ TANIYALIM
Rus asıllı Oksana ya da Villanelle güzel,çekici,sevimli,komik ve akıllı.Bir çok yabancı dile hakim.İyi yönleri bunlarla sınırlı.Öte taraftan son derece tehlikeli,acımasız,psikopat.Çeşitli suikast tarzlarını uygulamada profesyonel.Bir çok silahı ustaca kullanıyor.Kadınlara özel ilgisi var.Verilen suikast görevlerini ustaca uygulayıp kurbanlarının ölüm anlarını izlemeye meraklı.Alışılmışın dışında bir kiralık katil tarzı var.Eve'i kafaya takmış vaziyette.

EVE TANIYALIM
Ufak tefek,hazır cevap ve ısrarcı bir yapıya sahip.Silah kullanmada pek mahir değil.Aksiyon tarafı sıfır.Ancak içgüdüleri,davayla ilgili taşları yerli yerine oturtabilen zeki bir tarafı var.O da alışılmışın dışında bir dedektif portresi çiziyor.Onun da hatırı sayılır bir komedi tarafı var.En göze batan özelliği ise o da Oksana'yı kafaya fena halde takmış.

KİLLİNG EVE DEĞERLENDİRME
Dizi bir çok türü içinde barındırıyor.Dram,gerilim,romantizm,polisiye,komedi.Ancak hepsinin dozu çok iyi ayarlanmış.Merkezine bu iki kadını alan dizi krıminal bir hikayeyi bize anlatırken hiç sıkılmıyorsunuz.Diziyi sürükleyici hale getiren sürprizlerle dolu konunun dışında her iki başrol oyuncularının performansları.Oyunculuk performansı açısından adeta birbirleriyle yarışıyorlar.Uzun uzadıya sahnelerin olmayışı diziye sürükleyici bir özellik kazandırmış.Yardımcı rollerdeki oyuncuların karakterleri diziye ayrı bir hava katmış.Keyifli bir yapım olmuş.Dizinin 2.sezon çekimleri devam ediyor.Yayın tarihi ise yeni yılın ilkbaharında.Nette ilk sezonu bulabilirsiniz.
Keyifli Seyirler...

Mars'a Yolculuk
Henüz çok yeni bir dizi.Hulu dijital platformda ilk sezonu geride kalmış dizinin yapım yılı 14 eylül 2018.Açıkçası başrol oyuncusunun Sean Penn olması ilk dikkatimi çeken şey olmuştu.Sean Penn'e Natascha McElhone eşlik ediyor.Kadrodaki diğer isimler ise Lisa Gay Hamilton,Rey Lucas ve Hannah Ware.Dizinin  ilk sezonu 8 bölümden oluşuyor ve her bölümü 45 dakika sürüyor. House Of Cards dizisinin yaratıcısı Beau Willimonn yine iş başında.Bize ilginç gelebilecek tarafı ise bazı bölümlerinde yönetmen koltuğunda Deniz Gamze Ergüven'in olması.Kendisi Mustang filmiyle Fransa'dan 2016 altın küre en iyi film dalında aday gösterilmişti.Bilim kurgu türünde dizinin konusu şöyle.

THE FİRST KONUSU
Ay'a yolculuktan sonra sıra artık Mars gezegenine insanlı seyahate gelinmiştir.Zaten yakın gelecekte planlanan bir seyahat.Mars'a seyahat ve ardından koloni oluşturma planlanmıştır.Astronotların seyahat öncesi hazırlıkları,sosyal hayatları,bu süreçte özel hayatlarında karşılaştığı zorluklar ele alınmış.Türünden de anlaşılacağı gibi aslında bilim kurgudan çok bir dram işlenmiş.Konu olarak bu kadar kısa özetledikten sonra,sizi nelerin beklediğine gelelim.

BİZİ NELER BEKLİYOR
Uzaya seyahatle ilgili bilgilerimiz kısıtlıdır.Canlı yayında ya da bant yayınından uzaya fırlatılan bir uzay mekiği ve mekiğin içerisindeki astronotların yer çekimsiz ortamda yapmış olduğu hareketler.En fazla mekiğin görev tanımını haberlerdeki spikerin anonsundan öğreniriz.Peki kaçımız astronotların görev öncesi hayatlarını,göreve hazırlanışlarını,bu sırada çıkan teknik sorunları ve sosyal hayattaki sorunlarını düşündük.Dizi işte bu noktada bir kurgu çerçevesinde Mars görevi öncesi yaşananları anlatıyor.Uzay temalı bilim kurgudan çok görev öncesi Astronot'ların yaşadığı ağır dramı anlatıyor diyebiliriz.Mars'a seyahat için nelerden vazgeçersiniz.

İZLEYİCİ YORUMLARI
Yorumların hemen hemen yarısı bir uzay dizisi olması hasebiyle çok ağır işlediği,çok sıkıcı olmasından ibaret.Ancak diğer bölüm ise(dram severlerin) çok başarılı bulmuş.Özellikle Sean Penn ve kızı rolündeki oyuncuların performansları beğenilmiş.Bundan sonra artık Mars görevi başlasın diye sabırsızlıkla bekleyen bir izleyici grubu da var tabii.Ben ise göz ardı edilmemesi gereken bir yapım olduğunu düşünüyorum.

Etiketler:the first,yabancı dizi,dizi,hulu,sean penn


Netlix belgesel yapımlarına bir süre ara verip tesadüfen yakaladığım ve izlediğim bir mini dizi üzerine yazma gereği duydum.İngiliz yazar Edward Naubyn'nin kitabından uyarlanan mini dizi mayıs ayı itibaren yayına girmiş.Toplam 5 bölümden oluşan dizinin her bölümü birer saat.Başrollerinde Scherlock Holmes dizisinden tanıdığımız ve bu diziyle  66.Emmy ödüllerinde en iyi erkek oyuncu ödülü kazanan Benedict Cumberbatch var.Diğer başrollerde ise Jennifer Lason Leigh ve Hugo Weaving'ı görüyoruz.Dizinin konusuyla devam edelim.

PATRİCK MELROSE KONUSU
Dizinin merkez karakteri Patrick Melrose.Aristokrat bir ailenin mensubu.Hayli zengin.Hem anadan hem babadan.Alkolik ayyaş bir anne ve despot,narsist,otoriter bir babanın tek çocuğu.Küçük yaşta bir trajediyle karşı karşıya kalmış.Maruz kaldığı bu trajedi ilerideki hayatında çok derin yaralar açmış.Ağır uyuşturucu bağımlılığı çocukluğunda yaşadıklarının bir eseri.Patrick çocukluğunda yaşadığı bu trajediyle baş etmeye çalışır.(Trajedi spoiler).

PATRİCK MELROSE'DA BAŞKA NELER VAR
Dizi Patrick Melrose'un hayatını üç bölüme ayırmış.Çocukluk dönemi,bağımlılık dönemi ve tedavi olup aile kurduğu dönem.Her bölüm Patrick'in bir anısına ayrılmış.Hikaye 60'lardaki hayatından başlar ve 2000'lerde son bulur.Çok geniş olmayan bir oyuncu havuzuna sahip.Başrol oyuncusunun performansı abartmadan söyleyebilirim muazzam.Ağır bir dram yerine daha yumuşak soft bir dram türü diye adlandırabilirim.Uyuşturucu etkisinde kaldığı dönemlerde çocukluğunda yaşadığı kötü hatıralara dönük sahneler çokca kullanılmış.Çok küçük komedi unsurlarının sahnelere serpiştirildiğini görüyoruz.İntihara meyilli ağır psikolojik sorunları olan bir insanın hayata tutunma çabasına şahit olacaksınız.
Keyifli Seyirler...


Bu aralar Netflix belgesel dünyasına daldım ve çıkmak pek de mümkün olmuyor.Aslında çıkmaya da pek niyetim yok.İzlediğim her yapım ayrı ayrı güzel.Bunlardan biri Captive isimli 8 bölümden oluşan belgesel-dizi.Her bölümde Dünya'nın farklı yerlerinden teröristlerin,cezaevi mahkumlarının
korsanların insanları tutsak ettiği gerçek hikayeler birer saatlik bölümler halinde izleyicilere sunulmuş.Yapım yılı ise 2016 sonu.Aşağıda her bölüm için ayrı ayrı başlıklardan spoiler olmadan konuları bulacaksınız.

CAPTİVE 1.BÖLÜM
Yer A.B.D'nin Ohio eyaleti cezaevi.Ülkenin en azılı suçlularını barındıran bu cezaevindeki mahkumlar cezaevi şartlarının kötülüğünden şikayetle isyan başlatırlar.Tutsak ettikleri gardiyanların geçirdiği esaret günlerini anlatan bu bölüm heyecan dozu en yüksek bölümlerden bir tanesi.Esaretten kurtulan gardiyanların içeride olan bitenleri kendi ağzından dinlerken dehşete kapılıyorsunuz.


CAPTİVE 2.BÖLÜM
Bu bölümdeki esaret hikayesi Brezilya'da geçiyor.Coca Cola'nın Brezilya şubesinin ceo'su aylar süren takibin ardından bir gün işe dönüş yolunda bir suç çetesi tarafından kaçırılır.Çete yüklü miktarda fidye talebinin ardından günler sürecek bir esaret başlar.Fidye pazarlığı  sürerken esaret altındaki kurbanın geçirdiği zorlu günleri kendi ağzından dinliyor ve kurtulacağı günü sabırsızlıkla beklerken ki motivasyonuna şahit oluyorsunuz.

CAPTİVE 3.BÖLÜM
Orta yaşın üzerinde bir İngiliz çift ülkelerini geride bırakarak orta büyüklükteki yelkenleriyle denize açılırlar.Denizin,doğanın,Özgürlüğün tadını çıkarmak adına çeşitli denizlerde yelken açarlar.Nereden bilebilirlerdi ki bu yolculuğun sonunun bir kabusla sonuçlanacağını.Hint Okyanus'undan Somali'ye doğru seyrederken gece yarısı Somali'li bir korsan bot teknelerine el koyup çifti kaçırır.Çiftin yakın akrabalarının onları kurtarmaya çalışırken ki bekleyiş şiddet ve acı dolu olacaktır.


CAPTİVE 4.BÖLÜM
Öğretmen olarak çocuklarıyla beraber Filipinler'e giden Amerikalı çift burada terörist bir oluşum tarafından kaçırılır.Terörist grup çiftin çocuklarını bu tutsaklığın dışında bırakmıştır.Radikal dinci teröristler o sıralarda Filipinler'de bir çok terör organizasyonunun planlayıcısıdırlar ve çok tehlikedirler.Tek istekleri vardır.Amerika hükumetinden yüklü bir fidye.Amerikalı çift yağmur ormanlarında günlerce oradan oraya savrulurlar ve kurtarılacakları günü beklemektedirler.Bölüm sonu insanı yürekten yaralıyor diyebilirim.

CAPTİVE 5 .BÖLÜM
Yer Çeçenistan.Çeçen Rus savaşı sona ermiştir.Bir yardım kuruluşunda görevli İngiliz çift 3 aydır başkent Grozni'de savaştan zarar görmüş çocuklarla ilgilenmektedirler.Ülkede insan kaçırıp fidye isteme olayları çoğalmıştır.Çift bundan nasibini alır ve gece yarısı bir grup Çeçen tarafında kaçırılır.
Yine fidye amaçlı kaçırılan çift zaman zaman şiddete maruz kalırlar.Günler sürecek esaret zamanlarında ara bulucular çifti kurtarmak için yoğun çaba sarfedeceklerdir.

CAPTİVE 6.BÖLÜM
Bu bölüm diğerlerine göre biraz farklı.Yer Filistin.Hamas İsrail'li sivillere karşı terör faaliyetlerinde bulunmaktadır.Buna karşılık İsrail savunma kalkanı operasyonu başlatır ve Filistin bölgesine operasyonlar düzenler.Bu operasyonlar sırasında bir grup Filistin'li direnişçi Beytüllahim'de bulunan İsa'nın yeniden doğuşu kilisesine sığınır.Kilise İsrail'li askerler tarafından kuşatılır ve direnişçilerin çıkması için yoğun bir psikolojik harp taktikleri uygulanır.Direnişçiler bu zaman zarfında kilisede zor zamanlar geçirirler.


CAPTİVE 7.BÖLÜM
Güney Afrika'lı çift 2009 yılında öğretmen olarak Yemen'de bulunmaktadırlar.Ülke yavaş yavaş bir iç savaşa sürüklenmektedir.El Kaide Yemen'de terör faaliyetleri düzenler.Bu ortama şahit olan çift ülkeden ayrılmakta tereddüt eder.Gündüz vakti El Kaide'ye bağlı teröristler tarafından kaçırılır.Bu bölümde değişik bir fidye pazarlığı gerçekleşir.Çiftin tek istekleri Güney Afrikada'ki çocuklarına bir an önce kavuşmaktır.


CAPTİVE SON BÖLÜM
Amerika'nın Irak'ı işgalinden sonra ülkede iç karışıklık had safhadadır.Gönüllü Barış güçlerine ait bir grup yardım gönüllüsü faaliyetlerini yürüttükleri sırada direnişçiler tarafından kaçırılır.Kaçırılan 4 kişi için kısa zamanda fidye görüşmeleri başlar.Bu sırada Amerika özel kuvvetleri kurtarma operasyonu başlatmanın hazırlığı içindedir.Ne var ki Barış güçleri adlı kuruluş böyle bir operasyona karşıdır.Operasyon gerçekleştirilecek mi? Bunu bölümün sonunda öğreniyoruz.

Bir Garip Soygun
Netflix belgesel dizi incelerimiz devam ediyor.Dizi yapımların dışında Netflix belgesellerle de atağa geçmiş görünüyor.Bir çok konuda kendi zevkinize göre belgeseller bulabiliyorsunuz.Wild Wild Country,Hitler's Circle Of Evil ve Wormwood inceleme yazılarımdan sonra sıra Evil Genius adlı kriminal belgesele geldi sıra.Yeni sayılabilecek bir belgesel.Yapım yılı mayıs 2018.4 bölümden oluşan,her bölümü ortalama 50-55 dakika.

EVİL GENİUS NE İZLEYECEĞİM?
Krıminal bir olaydan yola çıkarak hazırlanmış belgesel bir yapım.Önce kısa konusundan bahsedip,diğer alt başlıkta değerlendirmelerimi yapmak istiyorum.Başrol kurbanımız(bombacı pizzacı) bir gün boynunda boyunluk,göğsünde bir bomba düzeneği,elinde baston görünümlü bir silahla soygun yapmak üzere bir banka şubesine girer.Gayet rahat,soğukkanlı,önündeki müşteriyi de beklerken bankodaki şekerlerden tadar.Sırası gelince de elindeki soygun ile ilgili notu görevliye verir ve soygunu gerçekleştirir.Planlandığından daha az miktar parayla dışarıya çıkar,arabasına biner ve çok fazla uzaklaşmadan polis tarafından kıskıvrak yakalanır,kelepçelenir,yere diz çöktürülür.Buraya kadar boynundaki bomba dışında her şey basit bir soygun olarak değerlendirilir.Yerde diz çöker vaziyetteki adam boynunda zaman ayarlı bir bomba olduğunu,elindeki talimat notunu takip etmesi gerektiğini,aksi takdirde bombanın patlayacağını polise söyler.Talimatların kalan kısmını takip edip anahtara ulaşması gerektiğini polise bildirse de polis bunu dikkate almaz.Polis yaklaşır makas ile gömleğinin bir kısmını keser ve kurbanın göğüs kısmında gerçek bir bombanın olduğunu fark keder.Bomba imha ekiplerine haber verir.Tam o sırada bombadan bir uyarı sesi gelir.Uyarı sesi sık sık kendisini tekrarladıktan sonra ekipler gelmeden hemen önce bomba infilak eder ve kurban oracıkta can verir.Polis günlerce kanıt toplayıp olayı çözemez.Bir gün polis merkezine bir telefon gelir.Telefon'un diğer ucundaki adam garajdaki dondurucuda bir ceset olduğunu,katilin ise sevgilisi olduğunu ihbar eder.Bundan sonra işler tam anlamıyla Arapsaçına dönecektir.

EVİL GENİUS DEĞERLENDİRME
Özellikle yurtdışında kriminal temalı diziler çok revaçta.Ülkemizde de bunun başarılı örnekleri mevcut.En beğendiğiniz kriminal dizilere taş çıkartacak derecede karimaşık bir olayla karşı karşıyayız.Gerçek bir olaydan yola çıkılarak hazırlanmış belgeselde polisin kanıtlardan katile ya da katillere ulaşma çabası heyecan dozunu durmadan yükseltiyor.Polisi manipüle etme çabaları ilk göze çarpan olgu olarak karşımıza çıkıyor.Ayrıca bir insanın hayatta edindiği kötü tecrübeler vasıtasıyla adeta bir şeytana dönüştüğü anlar çok derin bir şekilde anlatılmış.Sürprizlerle dolu bir gerilim filminden pek de bir farkı yok diyebilirim.Şüphelilerden kötülük dehası Marjorie'nin hayatı insanı fazlasıyla etkiliyor.Diziyi bir çok dizi film sitelerinden bulabilirsiniz.Bir sonraki yazım yine bir belgesel-dizi CAPTİVE üzerine olacak.Tutsakların geçirdiği zorlu günlere göz atacağız.
Keyifli Seyirler...




Netflix belgesel-dizi tavsiye ve incelemelerim bu yazımda da devam ediyor.Hitler's Circle Of Evil'den sonra bugün Wormwood adlı belgesel var sırada.Dizi belgesel 6 bölümden oluşuyor.Her bölümü ortalama 50-55 dakika.2017 yapımı bu Netflix belgeselinin yönetmen koltuğunda Errol Morris var.Başrollerde ise Peter Sarsgaard,Molly Parker,Christian Camargo ve Scott Shepherd var.Aslında bir belgeselde rastlamadığımız başrol oyuncuları mevcut çünkü belgesel,film içinde bir belgesel diyebiliriz.Yönetmen Errol Morris'in farkı da buradan geliyor.Bir anlatıcı dışında canlandırma bölümleri profesyonel oyunculara ait.

NE İZLEYECEĞİM
Aslında bu belgeselin ilk versiyonunu izlediğimde sonuç olarak kafamda bambaşka bir gizem  belirmişti.Fakat şimdi ise tam olarak o odada ne olduğunu hatta neden olduğunu tam anlamıyla kavramış durumdayım.Evet kurbanın yani anlatıcının belgeselde de peşinde olduğu soru da bu zaten.
O odada aslında ne oldu.
1950'li yılların başı.Kore savaşı devam etmektedir.Amerika bir yandan bu savaşın içindeyken bir yandan da soğuk savaş yıllarının tam ortasındadır.Orduda biyo-kimya alanında çalışmalar yapan Frank Olsen aynı zamanda CIA'le ortak bir çalışmanın da içindedir.Bu çalışmanın adı UK-ULTRA'dır.
Bu çalışmanın çıkış noktası Amerikanın(bana göre paranoya) casuslarımız S.S.C.B'nin eline geçtiğinde özel bir kimyasal kullanılarak devlet sırlarımıza ulaşabilir mi?Ya da elimize geçen bir S.S.C.B casusunu özel bir kimyasal üreterek konuşturabilirmiyiz?Bu maddenin adı ise LSD'dir.
Amerika bir çok sivil vatandaş üzerinde bu deneyleri yapar.Bunlardan biri ise bu projenin başında olan gönüllü Frank Olsen'dir.Çalışma ayrıca deneğin maddenin etkisindeyken zihin kontrolüne maruz kalabirmi sorusuna cevap aramaktadır.Bu madde denek Frank Olsen'de iyi etkiler bırakmaz ve bir gün yanında CİA ajanlarının olduğu sırada kendisini bir otel odası camından aşağıya bırakır ve hayatını kaybeder.Ailesine bunun bir kaza olduğu söylenir.Yani bir nevi görev şehidi.Taki 1975 yılında bir gazetecinin CİA sırlarını ifşa ettiği o habere kadar.

WORMWOOD İNCELEME
Dizi-belgesel merkeze oğul Olsen'i alarak bize gerçekte o odada ne olduğunu ve aslında neden olduğu cevabını veriyor.Anlatıcının gerçeğe ulaşma çabası izleyiciye çok güzel bir şekilde yansıtılmış.Yönetmen adeta bir dram filminin içine bir belgesel yerleştirmiş.Olayı Shakespear'in ünlü eseri Hamlet'ten repliklerle ve sahnelerle pekiştirmiş.Bu da dizi-belgesele farklı bir tat katmış.Hükumetin karanlık gerçekleri anlatıcı tarafında net bir şekilde aktarılıyor.İlk iki bölümü izleyiciyi sıkabilir ama devam ettikçe merak kat sayısı yükseliyor.Alıştığımız bir belgesel-dizi dışında bir yapım sizleri bekliyor.
Bir sonraki yazım yine bir belgesel ile ilgili olacak.Sizleri boynunda bir bombayla banka soyan pizzacının hikayesine götüreceğim.Büyük bir manipülasyon ustası ile birlikte...
Keyifli Seyirler...


Merhaba Sevgili okurlar,
Bugün film ve dizi tanıtım,yorum,inceleme dışında biz blogger'ler için önemli bir konuyla başbaşayız.Her blogger için en önemli sıkıntı kaynağı yazılarının okunmaması düşüncesi.Bu sıkıntı hepimizin içinde biraz da olsa vardır.İşte bu konuyla ilgili güzel bir çalışma başlatıldı.Büyük blog takip etkinliği.Bu sayede birbirimize destek olarak takipçi sayımızı artıracak daha büyük kitlelere ulaşmamızı sağlayacak.

KURALLAR
Kurallar çok basit.Aşağıda vermiş olduğum  Blogger arkadaşlarımızın sayfa linklerine tıklayıp izleyiciler bölümünden  takibe almak.O bloglarda bulunan etkinlikle ilgili yazıyı bulup yorum bölümüne etkinlikle ilgili yorum bırakmak.Bu şekilde Blogger arkadaşlarımız sizi takibe alacak.
En son ise bu yazıya benzer bir yazı yazıp linkler bölümünün son kısmına kendi blog sayfanızın linkini yazıp yayınlamak.Bu yazıyı Google+ 'da yayınlayarak daha fazla kişiye ulaşma şansımız olacağını unutmayalım.


http://kelebeketkisi39.blogspot.com/     İnstagram hesabı @kelebeketkisi39

http://neselisusevim.blogspot.com/      İnstagram hesabı  @neselisusevimm

http://yelizinkesifleri.com/                 İnstagram hesabı  @yelizinkesifleri

http://www.lerzankaradan.com/           İnstagram hesabı  @lerzankrbyr

https://esratakim.blogspot.com/                      İnstagram hesabı  @esratakim
            
www.makyajliyorum.com               İnstagram hesabı  @gizemslifestyle

https://bartutu.blogspot.com/


Lütfen Wordpress tabanlı blog sayfalarına izleyici bölümü olmadığı için e-mail hesabınızla abone olunuz.
Blog takip etkinliğimiz herkese bol bol izleyici kazandırması dileğiyle.


Etiketler:Büyük blog takip etkinliği,Blogger,Etkinlik,takip


















Başarılı bulduğum bir Netflix yapımı dizi belgeseli daha yazma ihtiyacı hissettim.2018 Amerikan yapımı bir belgesel.Şaşırtıcı başlayan,merakla devam eden ve hazin bir sonla biten 6 bölümlük belgesel dizide Bhagwan,Sheela ve Shanyasin'lerin ibret dolu  hikayesi.Kitapları halen binlerce satan,ünlü müritleri olan Osho'nun hikayesi.

WİLD WİLD COUNTRY KONUSU
Her şey 60'ların sonlarında Bhagwan Shree Rajneesh'in kendine ait bir yoga meditasyon tekniğini hayata geçirmesiyle başlar.İçinde biraz şiddet biraz seks biraz da sükunet barındıran bu tekniğe yavaş yavaş ilgi büyür.Kendisi yeni bir insan yaratma gibi bir fikre sahiptir.Hindistan'da kendine ait bir yerleşkede bir yandan müritleriyle beraber bu meditasyon tekniğini uygularken bir yandan da müritlerine Kapitalizm,Sexualizm ve spirütüalizm üzerine konuşmalar yapar, kitaplar yazar.Batının mistik doğuya yüzünü çevirdiği bu zamanlarda Avrupada'ki kalbur üstü insanlar da bu harekete iştirak eder.Sayı günden güne çoğalırken sahneye Sheela adında Bhagwan'a adeta aşık ufak tefek genç bir kız çıkar.İlerleyen zamanlarda Sheela Bhagwan'ın hayatında çok önemli bir yere sahip olur.Müritlerden toplanan bağışlar,kitap satışları hareketi maddiyat konusunda bir yere getirdikten sonra,Hindistan'daki köktendinciler Rajneesh hareketinden rahatsız olurlar ve Bhagwan bir saldırı olayıyla karşılaşır.Bundan sonra Sheela marifetiyle hareketin Amerika Oregon safhasına geçilir.Oregon eyaletinde devasa bir çiftlik satın alınır.Artık hareket için yeni bir dönem başlamıştır.Ta ki çiftlik yakınlarındaki kasaba sakinlerinden birinin çiftlik çöplüğünde bulduğu hareketin toplantı tutanaklarını tesadüfen ele geçirip savcılığa teslim etmesine kadar.İçinde biyo-terörizmin,gizli geçitlerin,telefon dinlemelerinin ve bir çok hayret verici olaylar açığa çıkmaya başlar.Aslında konunun devamı ile ilgili yazılacak çok şey var ama devamını siz izleyin derim.

WİLD WİLD COUNTRY İNCELEME
Tanrı'yı arayan,depresyonda olan,varlıklı olup hayatında yeni bir heyecan arayan müritlerin fazlalığı en dikkat çekici mürit tipi olarak karşımıza çıkıyor.Dizi belgesel,müritlerinin bir insanı nasıl tanrılaştırdığını,nasıl adeta tapar derece de davranıldığını,o günlerde filme çekilerek gerçek görüntüler eşliğinde bize sunuyor.Harekete yakın müritler yaşadıkları olayları kendi ağızlarından akıcı bir şekilde anlatıyorlar.Hiç sıkılmadan merakla izleyebiliyorsunuz.Amerikan hükumetinin başlarda harekete müdahale etmekte geç kalması,çiftliğin yakınındaki kasaba sakinlerinin bu hareketten rahatsız olup kendi başlarına mücadele etmesi çok güzel işlenmiş.Her iki tarafında söyleyecekleri yansız bir şekilde aktarılmış.Hukuki boşluklardan yararlanıp hareketin büyümesi,işlediği suçlar,müritleri kontrol altında tutma teknikleri insanı hayrete düşürecek cinsten.
Bir dolandırıcı şarlatanın kısa süren şatafat içerisindeki serüvenine şahit olacaksınız.
Belgesel izlemeye niyetiniz varsa ve arayış içerisindeyseniz hemen başlayın derim.Zira soluksuz izleyip keyif alacağınız türden.Adeta film tadında diyebilirim.
Keyifli Seyirler...